Fazla çalışma alacağının, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir konu olduğu- Tarafların uhdesinde bulunan ancak ibraz edilmeyen delillerin mahkemece re'sen getirtilmesinin, "taraflarca hazırlama ilkesine" (HMK. mad. 25) aykırı olacağı-  Uyuşmazlık konusu fazla çalışma alacağının davacı tanık beyanlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmasının isabetli olduğu-
Havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine bulunduğu ve bu yasal karinenin aksini ileri süren havalecinin, bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Davalının, karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığını kabul ettiği ve fakat vakıanın hukuki niteliğinin farklı olduğunu ileri sürerek gerekçeli (vasıflı ) ikrarda bulunduğu; vasıflı ikrarın bölünmeyeceğinden bahisle ispat yükünün davacıda olduğu- Yemin teklifinde bulunulması için, yemin deliline dayanılmasının gerektiği-
Davacı kadının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmadığı halde tanık listesi verdiği, mahkemece bu tanıklar dinlenerek erkeğe kusur izafe edildiği, dayanılmayan delillerin esas alınarak diğer eşe kusur yüklenemeyeceği- Bölge adliye mahkemesince taraflar eşit kusurlu kabul edilerek davalı erkeğe birlik görevlerini yerine getirmemesinin, davacı kadına güven sarsıcı davranış kusur olarak yüklendiği, davacı kadın tarafından karar temyiz edilmediğinden kadına yüklenen kusurlu davranışın kesinleştiği, gerçekleşen bu duruma göre; davacı kadının, boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurlu bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Mirasta denkleştirme davalarında, sadece yasal mirasçı aleyhine denkleştirme talebinde bulunulabileceği, yasal mirasçı olmayanlara yapılan kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığı- Ölüme bağlı tasarrufla yapılan kazandırmanın denkleştirmeye tabi olmadığı- Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçıların, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebileceği ve miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu- İade edilecek mal varlığı yönünden seçim hakkının davalının olduğu ister aynen iade talep edeceği, isterse bedelini ödeyeceği- Miras payının aşan kısmının davalıda kalması miras bırakanın iradesinden anlaşılıyorsa, aşan kısım için iade istenemeyeceği- Denkleştirme, denkleştirme anındaki değere göre yapılacağı- Denkleştirmede sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanacağı- Islah olmadıkça ya da terditli dava açılmamışsa, mirasta denkleştirme davası kendiliğinden tenkis davasına dönüşmeyeceği-
Bu kadar uzun süre boyunca yıllık izin hakkının kullandırılmaması yönündeki iddia hayatın olağan akışına uygun olmadığından, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacı asilin dinlenilmesi gerekliliği, dosya içeriğinden bir kısım imzalı bordrolar ile davacıya ilave tediye alacağı ödemesi yapıldığının anlaşılmasına karşın, bu imzalı bordroların dikkate alınmamasının doğru olmadığı, ilave tediye alacağı yönünden söz konusu bordrolar dikkate alınarak ve bu miktarların mahsubu ile hesaplama yapılması gerektiği-
Davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 7 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, yine aynı tarihli dilekçe ile davalı vekilinin duruşmaya katılamayacağına dair mazeret dilekçesi sunduğu anlaşıldığı, davalının ıslah dilekçesine karşı iki haftalık itiraz süresi de dolmadan mazeretli olduğu celsede mazeret talebinin reddine karar verilerek tahkikat yokluğunda sonuçlandırılarak hüküm kuruduğundan, bu durum hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup davalı tarafa ıslah dilekçesinin tebliği üzerine beyanda bulunması için süre verilmesi ve sunulan beyanlar değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 6 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacı asilden, yıllık izinlerini kaç gün kullanıp kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı iş akdinin feshedildiği tarihe kadar aralıksız çalıştığını iddia ettiğinden, davacının çalıştığı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Sosyal Güvenlik Kurumu tescil görüntüleme bilgileri, davacının işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri getirtilmesi, taraf tanıkları da yeniden dinlenerek dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilerek dava dışı şirket ile davalı arasında asıl alt işveren ilişkisi, iş yeri devri , organik bağ veya başkaca bir bağlantı olup olmadığı durumu netleştirilmeli ve sonucuna göre hizmet süresi belirlenmesi gerektiği- Davacının davayı somutlaştırma yükü, hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 8 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 7 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanırken, 2010 sonrasında davacıya ait imzasız ücret bordrolarında ilgili alacaklara ilişkin tahakkukların bulunduğu ve bu miktarların aynen bankaya ödendiğinin tespit edilmesi sebebiyle davacının bu döneme ilişkin fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunmadığı kabul edilmiş olsa da, ancak 2010 yılı ve sonrasına ait imzasız bordrolarda yer alan fazla çalışma tahakkukların sürekli olarak aylık üç saat şeklinde olduğu, tespit edilen çalışma saatlerine göre sembolik nitelikte bulunduğu; ulusal bayram ve genel tatil ücretine ilişkin tahakkukların ise zamsız olduğu anlaşıldığından, sembolik ve zamsız nitelikte olan bu miktarların ilgili alacaklardan mahsubu gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor