Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde sağ eş mirası reddetmemiş ise bunların payı sağ kalan eşe geçeceği, sağ kalan eş daha sonra vefat ettiğinden TMK. mad. 613 hükmünün gözetilmesi gerektiği-
Murisin, "ortağı" olduğu limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanıp, murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenip, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilip, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamanın taraflara, bu olguları hukuken nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamanın hakime ait olduğu- Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi halinde, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça bu redden vasiyet yükümlüsünün yararlanacağı- Yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebileceği- Mirasın reddinin mirasçılar tarafından Sulh Mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılabileceği-
Murisin üst soyu olan davacıların muris oğullarına mirasçılıkları müteveffanın altsoyunun mirası reddettiğine ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlamış olup üst soyun açtığı mirasın reddi istemli davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi- Maddi hata sonucu davalının adının dava dilekçesine yanlış yazılması ve bu yanlışlığın da davacı tarafından düzeltilmesinin "hasım değiştirme" olarak kabul edilemeyeceği- Mirasın reddi halinde, buna ilişkin mahkeme kararı nazara alınarak davalıların pasif husumet ehliyeti yönünden değerlendirme yapılması gerektiği-
Davalı-davacı mirasçı H.'in mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davalı-davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumlu olduğundan tahsiline karar verilen tereke borcundan davalı-davacının miras payı oranında sorumlu olduğu miktarın gösterilmesi gerektiği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin dava ile görülmekte olan davanın sonucunu eldeki menfi tespit davasının sonucunu etkileyeceğinden, bu dava dosyasının eldeki menfi tespit davası bakımından "bekletici sorun" olarak kabul edilmesi veya birleştirilmesi gerektiği-
Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğuracağı- Böyle bir davada sulh hakiminin görevinin, reddin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca red beyanını tespit ve tescil etmekten ibaret olduğu- Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin dilekçe sulh hakimine ulaştıktan sonra, davacının ayrıca duruşmaya gelmesine ilişkin yasal bir zorunluluk bulunmadığı halde; Hukuk Mahkemeleri Kanununun 150. maddesi gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Güvence Hesabı tarafından trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu kaza sonrasında zarar gören kişiye ödenen tazminatın, rücuan tahsili istemi-
MK 605/2 maddesi uyarınca ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı; MK 605/2 maddesi gereğince miras bırakanın ölüm tarihinde terekesinin borca batık olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği -