Mahkemece, yabancı mahkeme kararında kesinleşme şerhi bulunmaktaysa da, Adalet Bakanlığı aracılığı ile davalı şirkete yapılan karar tebliğinin geçerli sayılmayarak doğrudan posta yoluyla yapılan tebligatın dikkate alınarak, davalı şirketin temyiz isteminin reddedildiği; ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği; davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunduğu; dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK. mad.440'da sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddinin gerekeceği-
Tenfizine karar verilen yabancı mahkeme ilamı gereğince davalıya yapılan fazla ödeme tutarı ile davalının uhdesinde olduğu iddia olunan hisse senetlerinin iadesi istemine ilişkin davanın istirdat davası olduğu ve uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği
D.çelerin değişimi aşaması tamamlanmadan ve öninceleme aşamasına geçilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme ile "kesin süre içinde kesinleşme şerhli mahkeme kararının sunulmadığı"ndan  tanıma ve tenfize ilişkin davanın usulden reddine karar verilmesinin  davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK. m. 27) aykırı olduğu-
Davalıya fazladan yapılan ödeme ve davalı yedinde kaldığı iddia edilen hisse senetlerinin iadesi istemi ile açılan işbu dava genel hükümler çerçevesinde açılmış bir istirdat davası olup, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği-
Noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabilir ve davalı bu yeni davaya karşı kesin hüküm (m 303) itirazında bulunamaz. Çünkü ilk karar davanın esası hakkında verilmiş olmayıp, yalnız belli bir dava şartının yokluğuna-
Yabancı mahkeme ilamının posta yoluyla tebliğ edildiği,usulünce kararın kesinleşmediği gerekçesiyle tenfize ilişkin davanın reddine karar verilmişse de,  karar metninden davalı vekilinin Köln'de ikamet ettiği anlaşıldığından, mahkemenin posta yoluyla davalı vekiline yaptığı bir tebligat varsa tebligat geçerli olup diplomatik yolla davalıya tebligat yapılmasının gerekmediği, mahkemece, kararın davalı vekiline tebliğine dair tebligat belgelerini sunması için davacı vekiline süre verilmesi, davacı vekilince bu belgelerin temini mümkün değil ise gerektiğinde adli yardımlaşma yoluyla yabancı mahkemeden karar tebliğine dair belgeler istenerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Yabancı mahkeme ilamının aslı veya onaylı sureti ve onaylı tercümesi ile kararın kesinleştiğini gösteren usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesini sunulmamış olduğundan, davacı vekiline bu hususta, HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca usulünce kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği- HMK. mad. 1114/1-(ı)-(i) uyarınca derdestlik ve kesin hüküm dava şartlarından olması nedeniyle mahkemece resen gözetilmesi gerektiği- 
Yabancı mahkeme kararının tanınması istemi-
Yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemi-
Vasiyetnamenin açılması ile ilgili yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizine-
Yabancı mahkemeler tarafından verilmiş hukuk davalarına ilişkin ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerektiği- Dava dilekçesinin ve gıyabi kararının tebliğine ilişkin kısmın Türk kamu düzenine aykırı veya davalının savunma hakkını kısıtlar nitelikte olmadığı, “kural olarak” her mahkemenin kendi usul hükümlerini uygulayacağı ve yabancı mahkemenin uyguladığı usulün Türk usul hukukundan farklı olmasının, Türk kamu düzeninin müdahalesi için tek başına yeterli sebep oluşturmayacağı, aynı ilkelerin yabancı mahkemece uygulanan ispat hukuku açısından da geçerli olduğu- Tenfizi istenilen ilamın tercümesinde de bu ilamın bir suretinin davalıya resmi yoldan tebliğ edildiği, kanun yoluna başvurulmaması nedeniyle kararın kesinleştiği bilgisine yer verildiği ve gerekçeli kararın davalı vekili olduğuna ilişkin vekaletname ibraz eden avukat imzasına resmi yoldan tebliğ edildiği anlaşılmakta olup bu husus gerekçeli karar tercümesinde verilen bilgiyi teyit eder mahiyette görüldüğünden, mahkemece yapılan inceleme neticesinde tenfizi istenen karar içeriğinin de açıkça Türk kamu düzenine aykırı olmadığı sonucuna varıldığından, mahkemece bu hususular gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-