Her alacaklı mensup olduğu derece adına satış talebinde bulunabileceğinden (İİK. 107), ayni dereceye dahil alacaklılardan birinin satış istemesi halinde, haczin o derece için düşmeyip geçerliliğini devam ettireceği ve diğer alacaklıların ayrıca satış istemesine gerek kalmayacağı—
Borçlu çekte imzayı inkar etmemiş çekte hiç imzasının bulunmaması nedeniyle takibe itiraz etmiş olduğundan bu itirazın imza inkarı olmayıp borca itiraz niteliğinde olduğu-
Borcun faizinden indirilen miktar üzerinden borçlu lehine tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Haczedilen taşınır mal üçüncü kişinin zilyetliğinde bulunuyorsa icra müdürünün istihkak iddiasının kaldırılması için dava açmak üzere alacaklıya verdiği yedi günlük önel süresi içinde istihkak davası açılmaması halinde, 3. kişinin istihkak iddiasının kabul edilmiş ve haczin kalkmış sayılacağı-
Kişisel hak niteliğinde olan satış vaadine dair hak tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazandığından, beş yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebileceği (Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinden sonraki tarihi taşıyan hacizlerin, şerh sahibi alıcıyı bağlamayacağı, bu nedenle satış vaadinin şerhinden sonra taşınmazı haciz ettiren alacaklıya, sıra cetvelinde, şerh sahibi alıcıdan sonra yer verilmesi gerekeceği- Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh verilmesinden sonra konulan hacizlerin geçersiz olduğu)–
İcra takibine ve borca itiraz davasında; borçlu hakkındaki takip, takip dayanağı senetten dolayı usulsüz vekâlet ile borçlandırma nedeniyle iptal edildiğinden ve borçlunun itirazı borcun varlığına yönelik bulunduğundan borçlu yararına tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Satış sözleşmesinde takip dayanağı senede açıkça bir atıfta bulunulmadığı gibi, alacaklı da takip dayanağı senedin satış sözleşmesi ile ilgili olmadığını bildirdiğinden itirazın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
BK. 84 (şimdi; TBK. mad. 100) emredici bir hüküm olduğundan, alacaklı «takip talebi»nde açıkça «borçlunun yaptığı ödemelerde (yatırdığı taksitlerde) bu hükmün uygulanması»nı istememiş dahi olsa, icra müdürünün görevinden ötürü, kendiliğinden bu hükmü uygulayarak «yapılan ödemeleri, öncelikle faiz ve masraflardan düşmesi» gerekeceği–
Esnaf ve küçük sanatkârlar kanununa göre derneklerin kayıt ücretleri, yıllık aidatları ve para cezaları ile ilgili ve usulü dairesinde itiraz mercilerinden geçerek kesinleşmiş olan kararları ilam hükmünde olup bu kararlar genel hükümlere göre yerine getirilecek olup, takibe dayanak belgenin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
İpotek akit tablosunda atıf yapılan kredi sözleşmesi üzerinde, bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerekeceği—