Yayının gerçeğe ya da görünür gerçekliğe uygun olduğunu davalı yanın kanıtlaması gerektiği gözetilerek, davalı yana bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı verilip bundan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlar Yasası'nın 49. maddesindeki düzenleme gereğince, kişinin doğrudan kendisinin değil de karı, koca, ana, baba ve çocuklar gibi yakınlarının ağır yaralanması gibi somut olayın kendisine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların kanıtlanması durumunda, aile birliği içinde korunması gereken sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin zarar gördüğünün kabul edilmesi gerekeceği-
Konuşmanın bütünü gözetildiğinde, kullanılan kelimelerin sözlükteki anlamları ile kullanıldığını gösteren hiçbir bulgu mevcut olmayıp sözlükteki anlamlan kastedilerek değil gerçeği gördüğü halde aynı yolda gitmekte ısrar etmesi kastedilerek "kendisine zarar veren", "başkasına zarar veren" anlamında kullandığından davanın tümden reddi gerekeceği-
Yayın gününe göre gerçek olmayan dava konusu yayının, davacıların kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davacıya yöneltilerek, başlıkta kullanılan "küstah" sözcüğü; kaba, saygısız, terbiyesiz anlamında olup özle biçim arasındaki denge bozulduğundan, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Dava konusu köşe yazısındaki anlatım sırasında, basının haber verme, olayı yorumlayıp eleştirisini yapma görevinin sınırları aşılarak, hedef alman davacı derneği aşağılayıcı, yanlış anlamaya yol açan ve anlatılmak istenen konunun amacına uygun düşmeyen sözlere de yer verilmiş olduğundan, özle biçim dengesinin bozulduğu ve böylece davacının kişilik haklarına hukuka aykırı biçimde zarar verildiği benimsenerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu belirlendiği halde, dava konusu tablonun da içerisinde yer aldığı davalı tarafa ait kataloğun toplattırılması talebi hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gibi, söz konusu tablodan murisin imzasının silinmesi suretiyle tecavüzün önlenmesinin mümkün olup olmadığı hususunun da araştırılmasının gerekeceği-
Yayın gününde yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Yasası'nın 13/1. maddesi gereğince, basılmış eserler yolu ile gerçekleştirilen eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararlardan dolayı, süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi ortaklaşa ve dayanışmalı olarak (müştereken ve müteselsilen) sorumlu olup hukuki sorumlular arasında genel yayın yönetmeninin bulunmadığı-
Olay gününde 14 yaşında bulunan davacıların kızı ile cinsel ilişkiye giren davalının eyleminin, davacı anne ve babanın kişilik haklarına saldırı oluşturacağı benimsenerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulması gerekeceği-
Kendi kusurlu eylemleri hakkında soruşturma açılmasına yol açan davacı hakkındaki haberin görünür gerçekliğe uygun bulunduğu gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekeceği-