İdare mahkemelerine verilen «iptal» ya da «yürütmeyi durdurma» kararların yerine getirilmemesinin, bu kararı yerine getirmeyen görevli (alınan kararda imzası bulunan kişiler) için «ağır kusur» sayılacağı ve bu nedenle aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği –İdari işlemin (belediye encümen kararının) uygulanmasından zarar gören kişilerin adli yargıda değil idari yargıda tazminat davası açabileceği–
Davalının eyleminin suç teşkil etmesi halinde, BK. 60 (şimdi; TBK. mad. 72) uyarınca davanın «ceza zamanaşımı»na tabi olacağı, davalı hakkında ceza davası açılmamış olmasının bu durumu değiştirmeyeceği–
Yayınlanmasında kamu yararı bulunan «gerçek» ve «güncel» bir haberin (eleştirinin), özle biçim arasında denge kurularak verilmesi durumunda, hukuka aykırılığının ortadan kalkacağı ve tazminata hükmedilemeyeceği -Karar verme hakkının sınırlarının belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri olan «gerçeklik» unsurunun burada «somut gerçeklik» olmayıp, «kararın verildiği andaki olayın beliriş biçimine göre görünüşteki gerçeklik» olduğu- Yayınlanan haberin «gerçek» olması halinde, yayında «hukuka aykırılık» bulunduğundan söz edilemeyeceği ve davacı lehine -kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu kabul edilerek- manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Mal beyanında bulunmama suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararına konu teşkil eden borcun ödenmesinden sonra, alacaklı ve vekili-nin mahkumiyet kararını –durumu İcra Ceza Mahkemesine bildirip– ortadan kaldırmayarak borçlunun yurda girişte ve çıkışta sıkıntı çekmesine neden olması halinde, alacaklı ve vekili aleyhine –MK.24 BK.49 (şimdi; TBK. mad. 58) uyarınca– manevi tazminata hükmedilmesi gerekir mi?–
Türban (başörtüsü) ile derse alınmayan öğrencinin, bu eyleme da-yanarak «kişisel haklarına saldırıda bulunulmuş olduğunu» ileri sürerek tazminat davası açamayacağı–