Haber/yazının, “gerçeklik”, “güncellik”, “kamu yararı”, «toplumsal ilgi» öğelerini taşıması ve anlatımda, özle biçim arasındaki dengenin kurulmuş olması halinde, kişilik haklarına saldırı niteliğini taşısa bile, hukuka uygun sayılacağı ve tazminatı gerektirmeyeceği–
Yerleşmiş yayın kurallarına ve hukuksal düzenlemelere göre, baş-kasının yayınından yapılan alıntıların kaynağının belirtilmesi, yayın ilkelerinin bir gereği olduğundan, bu gereğe uymadan uluslararası bir sempozyuma bildiri sunan kişi hakkında “bilim kırsızı” nitelendirmesi yapılmasının, o kişinin (davacının) kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği–
Fazla sürüm, sansasyon, kin, intikam, rekabet gibi amaçla verilen haberin, gerçeği yansıtmış olsa bile, sınırın aşıldığının gerçekleşmesi halinde, hukuka aykırı davranılmış ve basın özgürlüğünün sınırlarının dışına çıkılmış olacağı–
«Alın size Jitem, Jandarma Genel Komutanı yalan söylemiyorsa, öyle bir örgütten habersiz» biçimindeki sözler (yazılar) davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder mi?–
Kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat davalarında hakimin, “saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği”ni, tarafların “kusur oranını”, “sıfatı”nı, “işgal ettikleri makam”ı ve “diğer ekonomik/sosyal durumları”nı gözönünde bulundurması gerekeceği, manevi tazminatın bir “ceza” olmadığı–
Bir kimseye «ingiliz ajanı» denmesinin, onu toplum içinde küçük düşüreceği, çevrenin husumetine maruz bırakacağı ve dolayısı ile kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Davalı Bakan’ın, kimi Kuruluşların açılış törenlerinde «... bugün SSK.’da PKK’lılar memur olarak çalışmaktadır... SSK’nun tabii hizmet-lerini görebilmesi için aldığı telsizler, PKK’lıların elinde, onlara hizmet sunuyor. PKK’lıyı başhekim tayin eden bir genel müdürle çalışmam...» şeklinde sarfettiği sözler, davacı SSK. Genel Müdürlüğünün (tüzel kişi-liğinin) kişilik haklarına saldırı teşkil eder mi?–