Taşınmaz satışı nedeninden kaynaklanan kira alacağının ve ayıplı kapı bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, sözleşmede kararlaştırılan tarih ile fiilen teslim tarihi arasındaki süreye ilişkin kira bedeli tespit edilip sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
TBK.’nun 223. maddesi hükmü ile gizli ayıplar yönünden kendisine yüklenen “hemen ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükünün davacıda olduğu- Site yönetiminin ve diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmadığı- Ayıplı ifa davasında, mahkemece, bilirkişi heyetinden, “gizli ayıp” olarak nitelendirilen imalatların, “açık” yada “gizli” ayıplı olup olmadığı ayrıca bu ayıpların ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda ayıpların niteliği ve ortaya çıktıkları (kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak bu ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki bir tüketicinin ne zaman farkedebileceği, teslim ve varsa ihbar tarihleri de gözönünde bulundurularak) zaman dilimi de dikkate alınarak taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde ek rapor tanzimi sağlanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği- Eksik ifa olarak nitelendirilen eksik işlerle ilgili olarak; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında, kartonpiyerin yapılmaması, balkonda elektrik prizi, mutfakta Tv anten prizi ve telefon prizinin bulunmaması, gergi sistemi, gölgelikler, pergola ile açık-kapalı kafeterya, sosyal donatı alanı ve müştemilatının yapılmaması eksik ifa olarak nitelendirilmiş ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bu eksikliklerin, davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren "açık ayıp" niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği; davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşıldığından, bu eksikliklerin açık ayıp niteliğinde olmasından ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmamasından dolayı bu taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği-
Hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu gözetilip işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken talep edilen miktarın 250,00 TL olduğundan bahisle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 8/1.maddesinde belirtilen 3.300,00 TL'nin altında olması nedeniyle öncelikle Hakem Heyetlerine başvurulması gerektiği-
Davacı yönünden; davaya konu devre tatil sözleşmesinde davacı ile davalı İdeal Termal Ltd. Şirketinin imzaları bulunmakla birlikte, sözleşmede mal sahibi olarak diğer davalı Ebcin Pazarlama Ltd. Şirketinin isminin yazılı olduğu, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılıTHKH.un 4/3 maddesinde; imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olduğunun açıklandığı, O halde, malik E... Pazarlama Ltd. Şirketinin de hizmet sağlayıcı olması nedeniyle devre tatil sözleşmesi gereğince sorumlu olduğunun kabulü gerekirken mahkemece, yanlış değerlendirme ile bu davalı hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacı 2.7.2013 tarihli oturumda imzalı beyanı ile Kvk Teknoloji Ürünleri Ve Tic. A.Ş. yönünden davayı takip etmediğini bildirmiş, bu davalı yönünden HUMK 150/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, HUMK 124.maddesi kapsamında taraf değişikliği koşulları oluşmuş, bu davalının davada taraf olmaktan çıktığı, Mahkemece bu yön gözardı edilerek gerekçeli kararda bedelin davalılardan tahsili şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
4077 Sayılı TKHK.un 4/2 madde ve fıkrası uyarınca satın alınan malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde; tüketici, malı teslim aldığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde bu malları satıcı firmaya geri vererek değiştirilmesini veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirimini ya da ücretsiz olarak tamirini talep edebileceği, Aynı kanunun 4/3. madde ve fıkrası gereğince, satılan malın ayıbı gizli nitelikte ise veya ayıp tüketiciden hile ile gizlenmişse, satıcı 30 gün içerisinde kendisine başvurulmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağı, Tüketici bu dört talep hakkından herhangi birisini tercihte serbest olduğu-
Davacının teslim aldığı otopark vs. spor alanlarına ilişkin malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığından davanın reddi gerektiği-
Ayıba dayanan alacak davasında, davacının araçtaki şikayetler nedeniyle toplam sekiz kez servise başvurduğu,her başvurusunda servisçe işlem yapıldığı, aracın yokuş yukarı kalkışlarda sıkıntı yaşadığı hususları gözetilerek araçtaki şikayetlerin nereden kaynaklandığı, aracın ayıplı olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davacı, davalıdan satın aldığı aracın sürekli arızalandığından bahisle sözleşmeden dönerek aracın fatura bedelinin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tarafına iadesi istemiyle davayı açtığı, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının faiz talebi hakkında herhangi bir karar verilmediği,. Davacı, satın almış olduğu aracı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz talep edemeyeceğinden, mahkemece davacı alacağına, satışa konu aracın davalıya iade tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, açıklanan bu husus göz ardı edilerek, davacının faiz talebi hakkında karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirdiği-
Davacının, davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, öncelikle araç bedelinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, olmadığı takdirde araçta oluşan değer kaybının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş; mahkemence terditli taleplerden araç bedelinin iadesi talebinin reddine, değer kaybına yönelik davanın kabulü ile 3.500,00 TL nın davalılardan tahsiline karar verildiği, terditli davada istek kalemlerinden biri hakkında davanın tamamen kabulüne karar verildiği halde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş gibi davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının ve kabul-ret oranına göre davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-