Çekişme konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin deniz yerinde kaldığı, bu gibi yerlerin kamu malı olduğu dikkate alınarak, kamu malı olarak tescil harici bırakılmış red kararı verilmesi gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmazların davacıların miras hisseleri oranında iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Birinci ve ikinci derecedeki arkeolojik sit alanları ve tarihi mezarların bulunduğu yer ve koruma alanlarının zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı ve bu nitelikteki yerler için Hazine'nin her zaman iptal ve tescil davası açabileceği; doğal su kaynaklarının dahi özel mülkiyete konu olamayacağı-
Kadastro çalışmaları sırasında taşlık vasfında olması nedeniyle tespit harici bırakılan taşınmaza; satın alma, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle açılan davada: karar için yeterli bulunmayan eksik inceleme ve araştırma sonucunda; çekişmeli taşınmazın özel mülkiyete konu tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı-
Dava, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik, hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkin olup, keşif ara kararında, yerel bilirkişi ve tarafların bildirdiği tanıkların HMK'nun 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, her bir keşif giderinin kalem kalem açıklanıp toplamının ne olduğu ve hangi süre içerisinde kim tarafından karşılanacağının açıkça belirtilmesi, bu hususta yasal uyarının yapılması (HMK'nun 259. maddesi) gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil (mülkiyetin tespiti) davasında, taşınmazın içinde yer aldığı 1455 parsele ilişkin mera tespit raporu taşınmazın bir kısmının 4342 sayılı Yasa'nın 5a maddesindeki kadim meradan ve kalan kısmının 5b maddesindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden edinildiğini belirtmekte olup bu haliyle taşınmazın kadim ve tahsisli mera araştırması yapılması gerekeceği-
Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, taşınmazdaki zilyetliğin nasıl başladığı, kadastro tespit tarihine kadar kim tarafından ve hangi nedenle sürdürüldüğü sorularak açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu anlaşıldığına ve taşınmazların ortak miras bırakandan kaldıkları belirlendiğine göre terekeye dahil taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdükleri zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılması gerekeceği- Mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi listesinde yer alan bilirkişilerin tamamı ile tarafların bildirdikleri tanık listesinde yer alan tüm tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri, murisin sağlığında mirasçıları arasında taşınmazlarını bölüştürüp bölüştürmediği, kadastro çalışmaları sırasında murisin verdiği beyan üzerine mirasçılar adına bulunan taşınmazların tespit ve tescillerinin yapılıp yapılmadığı, bunlardan hiçbirinin doğru olmadığının anlaşılması halinde bu sefer murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek yöntemine uygun bir biçimde muristen kalan taşınmazları kendi aralarında  taksim edip etmedikleri hususlarının yerel bilirkişiler ile tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu yapılan yerde davacı ve bayii yararına imar ihya ve zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davasında, satın alan davalının satın alma sırasında taşınmazı gelip görmesi ve zemin durumunu bilmesi kuralından da hareketle dava konusu taşınmaz bölümü ile ilgili durumu bilen, bilmesi gereken ve bilebilecek durumda olan kişilerden olduğunun kabulü gerekip, davalının tapu kütüğüne güven ilkesinden yararlanamayacağı, iyi niyeti korunamayacağı ve iyi niyetli sayılamayacağı-