Taşınmazın, belediye adına kayıtlı bulunan parsele Taşucu Belediyesi'nin tüzel kişiliği kaldırılıp Silifke Belediyesinin mahallesine dönüşmekle taşınmazın yasal olarak Silifke Belediye Başkanlığı'na devredildiği kabul edilerek davanın Silifke Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerekeceği-
Tapulama çalışmalarında revizyon gören dayanak tapu kaydından taşınmazın R. oğlu Y.'a miras yoluyla intikal etmişken bu şahsın ölümüyle intikal sonucunda oğlu İ. ve karısı K. adına tescil edildiği, tapu kaydındaki bilgiler ve kadastro tutanağındaki açıklamalara göre kayıt maliklerinden K.'ın bilinmeyen kişilerden olmadığı-
MK mad. 713'den kaynaklanan tescil davasında mahkemece; gerekli ilânların yapılması, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu belediye tüzel kişiliği ve Orman Yönetiminin davaya davalı olarak dahil edilerek, taraflara süre verilip, delillerinin toplanması ve sonrasında ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Sadece birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağı, taşınmazların davalı Hazine adına tespitinin yapıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve TMK'nun 713. maddesinin aradığı şartlar gerçekleştiği takdirde kazanılmasının mümkün olacağı-
28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi, idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi yoksa kıyı kenar çizgisinin mahkemece tespit edileceği, bu tespit yapılırken, 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 s. Kıyı K. mad 4'deki tanımlar ve 9. maddesi hükmünün mahkemece göz önünde tutulması gerektiği-
M.arın mülkiyetinin Hazine'ye, yararlanma hakkı ise sınırları içerisinde bulunan köy belde veya belediye halkına ait bulunduğu gözetilerek, dava konusu mera parseli köy sınırları içerisinde bulunduğundan yasal hasım durumunda bulunan köy tüzel kişiliğine TMK.'nun 713/3. fıkrası gereğince davanın yöneltilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar dayanak tapu kayıtları ile tedavül kayıtlarına dayanılarak kayıt maliki adına tespit ve tescil edildiğinden, kadastro tutanağındaki açıklamalar ile dayanak tapu kaydı nazara alındığında malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna ulaşılmasına olanak bulunmadığından, mahkemece, R.'nin üzerindeki pay yönünden kazanma koşulları gerçekleşmediğinden, "davanın reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Davacı davasını kademeli talep olarak açmış, öncelikle tapu iptali ve tescil; bu mümkün olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini istemiş olup, mahkemece, davacının ilk isteği olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekeceği-
Öncesi itibariyle tescil harici olduğu belirlenen taşınmaz bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacağı-
Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedinin de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebileceği-