Yardım nafakasının; aile bireylerini yoksulluktan kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, ancak kanun koyucu, yardım nafakasını, kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş bulunduğu, Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olmasının, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı gibi, herhangi bir nedenle aile bağlarının zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiş olduğu- Yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği;  mahkemece; davacının dava dışı annesinin ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılıp hasıl olacak sonuca göre davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda nafaka takdiri yoluna gidilmesi gerekeceği-
Kural olarak, boşanma davası sırasında boşandığı eşinden nafaka talep etme hakkı varken, bu hakkını kullanmayıp boşanma davasından çok kısa bir süre sonra (3 ay sonra ) davalı babasından yardım nafakası talep etmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olmasının, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiş olduğu, bu nedenlerle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olduğu, ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesinin de asıl olduğu-
Yargıtayın yerleşik kararlarında, yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği, yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerektiği, zarurete düşme teriminin çok sıkıntılı bir durumunun ve ekonomik şartları ifade ettiği, hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuf olduğu- yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmeyeceği-
Yardım nafakasının, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olmasının, yükümlüyü borcundan kurtarmayacağı,  aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olmasının da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak kanunda düzenlenmemiş olduğu, bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olduğu, dosya kapsamına göre; davalının eğitim hayatının davacının kasıtlı olarak eğitim masrafları ve harcını ödememesi nedeniyle kesintiye uğradığı, davalının asgari yaşam standartlarını temin adına çalışmak zorunda kaldığı, davalı yönünden nafakanın kaldırılmasını gerektirecek bir durumun gerçekleşmediği, asgari ücretle annesiyle kirada oturan davalıya ödenen yardım nafakasının davacı için kanuni bir ödev haline gelmiş olduğu gözetilmeden davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesnin doğru olmadığı
TMK. nun 364. maddesi uyarınca, davalı babaanenin de torunu olan küçük R.'nın bakım giderlerine katılma yükümlülüğü mevcut bulunduğu,somut olayda davalının 70 yaşında olup, vefat eden eşi nedeniyle kendisine dul aylığı bağlandığı, 01.07.2013 tarihi itibariyle 1.187,66TL maaş aldığı, eşi adına kayıtlı evde oturduğu, davacının ise dava tarihinde çalışmadığı ve gelirinin olmadığı, küçük R.'nın ise 5 yaşında olduğu anlaşıldığından, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözönünde bulundurularak, istemin yardım nafakası olmasına göre hakkaniyete uygun az dahi olsa bir miktar nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Yargıtayın yerleşmiş içtihatları uyarınca; "yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği,yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödev olduğu, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiş olduğu, bu nedenlerle kanun koyucunun, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olduğu, okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği, ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi gerektiği-
Her ne kadar davacı ıslah ile talebinin iştirak nafakasının artırımı olduğunu belirtmiş ise de, dava tarihi itibari ile reşit olan davacı lehine hükmedilen iştirak nafakasının kanunen sona ermiş olduğu, bu itibarla talep edilen nafakanın niteliğinin yardım nafakası olduğu, buna göre mahkemece, yardım nafakasının şartları değerlendirilerek ve davalının gelir durumu nazara alınarak sonucuna göre hüküm verilmesi gerektiği-
Nafakanın, nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekeceği-
Ülke şartlan göz önüne alınarak üniversite eğitimi yapmak isteyen davacının bu isteği olağan karşılanarak üniversite sınavlarını kazanması için babasının ekonomik desteğine ihtiyacı olduğu gözetilerek iştirak nafakası olarak aldığı miktara yakın bir miktar yardım nafakasına karar verilmesi gerekeceği-