İmar parseline yapılan el atmanın önlenmesi ve yıkım istekleri- dava konusu binanın bulunduğu taşınmazın bir kısmı davacı parselinde bir kısmı da yolda kaldığına göre, yolda kalan kısım için, ilgili Belediye'nin de davaya katılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekeceği- Davalının paydaşı olduğu kadastral parsele yapmış olduğu yapının davalının iradesi dışında ve idari karara dayalı olarak gerçekleştirilen imar uygulaması sonucu davacının edindiği imar parseline tecavüzlü hale geldiği gözetildiğinde davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceği, o halde mahkemece yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücreti ve diğer gider ve harçtan davalının sorumlu tutulmasının isabetli olmadığı-
Hisse satın aldığı tarihte taşınmaz üzerinde bulunan binanın davacıya ait olduğunu bilip bilmediği hususu araştırılmadan; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü, salt davalının sonradan hisse satın aldığından bahisle Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddi doğru olmadığından; taraflara imkan tanınıp, bu yönde deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği-
Müdahalenin imar uygulaması ile oluştuğunun ve davalının imar öncesi bir hakkının bulunduğunun belirlendiği anlaşıldığından, mahkemece; muhdesatın kaim bedeli depo ettirilerek veya bu bedel üzerinden davalı lehine hapis hakkı tanınarak men-i müdahale kararı verilmesi, imar uygulaması sonucu, yapının haksız veya taşkın durum yaratması, kamusal bir tasarruf sonucu olup, tecavüzlü durumun yapıyı yapan kişinin iradesi dışında meydana gelmesi nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet vermediğinin kabulü gerektiği taşkın yapıyı kullananın kötü niyetli sayılamayacağı ve kendisine kusur izafe edilemeyeceği gözetildiğinde yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı hususlarının bir arada değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece öncelikle, ..... parselin neresi olduğunun tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, sonrasında kamulaştırma haritalarının getirtilerek davaya konu taşınmazın kamulaştırma alanı içerisinde kalıp kalmadığının saptanması, kısmen kamulaştırma alanında kalmaktaysa tespiti istenen muhdesatların kamulaştırmadan etkilenip etkilenmediği tam olarak belirlenip, aynı krokide ayrıntılı ve denetime elverişli olacak şekilde gösterilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunduğundan söz edilemeyeceği, o halde, somut olayda; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; tespiti istenen ve mahkemece kabulüne karar verilen, tel çitin sökülüp götürülebilecek mahiyette olması, afet evinin çevresindeki yer betonları ise tamamlayıcı ve iyileştirici mahiyette olması nedeniyle muhdesat niteliğinde olmadığı, tespiti istenen bu kalemler yönünden ret kararı verilmesi gerekeceği-
Bütünleyici parça niteliğinde olmayıp her zaman için ana taşınmazdan sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşyaların teferruat niteliğinde olduğu, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, iyileştirici nitelikteki giderlerden paya düşenden fazlasının ancak koşullarının varlığı halinde Borçlar Kanunu’nun 61 ve devam eden maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile istenebileceği- Tel çit taşınmazın bütünleyici parçası, dolayısıyla muhdesat niteliğinde olmamasına rağmen, tel çitin davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yıkımı istenen yapının bulunduğu ........ parsel sayılı taşınmazda malik olan diğer paydaşlar yönünden de taraf teşkili sağlanarak, yapılacak yargılamada hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar dosyaya DSİ tarafından ibraz edilen, ........... tarihli yazıda, dava konusu parsellerin 1.aşama şantiye sahası içinde bulunan baraj ulaşım yolunda kaldığı belirtilmiş ise de, bu ifadeden muhdesatların kamulaştırma kapsamında kalan alanda bulunup bulunmadığı hususunda duraksama oluştuğu, hal böyle olunca, dava konusu taşınmazlara ilişkin kamulaştırma evrakları ile kamulaştırma haritası getirtilerek keşif sırasında uygulanması ve dava konusu muhdesatların, taşınmazın kamulaştırma kapsamında kalan alanında yer alıp almadığının tespit edilmesi gerekeceği-
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı, somut olayda; davalı ... vasisi ... ortaklığın giderilmesine karar verilen dava konusu taşınmazda yer alan yapının kendisine ait olduğu iddiası ile yerel mahkemede muhdesatın aidiyeti davası açtığını beyan ettiğinden, HMK’nun 165. maddesi uyarınca muhdesatın aidiyetine ilişkin dava sonucunun beklenilmesi gerekeceği-
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı, somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve keşifte saptanan eve ilişkin davacılar vekilinin ............... tarihli beyanı ile muhdesatın davacılara ait olduğu iddiasında bulunulduğu anlaşıldığından; mahkemece tüm muhdesatlar tespit edilerek, her biri için taraflardan beyanları sorularak, muhdesatlara ilişkin çelişki veya itiraz olduğu takdirde taraflara muhdesatın aidiyeti davası açmak üzere süre verilmesi gerekeceği-
İİK'in 83/c maddesi gereğince, taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün değil ise de, anılan maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yeterli olmayıp TMK'nin 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşımasının zorunlu olduğu-