Davacı, borçlu davalı şirketin ticari işletmesini diğer davalıya devretmesi nedeniyle aralarındaki tasarrufun iptalini talep etmiş olduğundan, her iki davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılarak borçlu davalı tarafından diğer davalıya devredilen  her hangi bir mal veya hakkın olup olmadığının araştırılması, istihkak davasına konu olan malların tasarrufun iptali davasının konusunu oluşturan mallar olup olmadığının araştırılıp irdelenmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptaline konu malın elden çıkarılması nedeni ile bedelinin nakden tazminine ilişkin dava sırasında verilen ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayette, İİK. mad. 261/son uyarınca, infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu-
Yayımlanmakla yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının, yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamları , gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı; bu kararların derdest dosyalar yönünden uygulanması gerekeceği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının ,usuli kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiği- Anayasa Mahkemesinin iptal kararları, usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ettiğinden,  direnme kararının temyizi aşamasında, "tüzel kişilerin mal varlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerinin mal varlığından tahsil edileceği"ne ilişkin 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesinin, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen hükümlerinin tasarrufun iptali davasına etkisi değerlendirilerek inceleme yapılması gerektiği-
Davalı üçüncü kişinin banka hesabından çekerek, davalı borçlunun gayri resmi eşine yatırdığı paralar dikkate alındığında, dava konusu taşınmaz için tapuda ödenenler dışında ödenen paraların banka dekontu ile ispatlanmış olduğu ve bu durumda davalı üçüncü kişinin toplamda ödediği bedel ile rayiç değer arasında misli fark bulunmadığından, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden de olduğu ispatlanamayan davalı üçüncü kişi hakkındaki tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği-
İİK. mad. 277 uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında, takip konusu alacak ile iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, red halinde de tarifedeki ücretin 3 katından fazlasına hükmedilemeyeceği-
Borçlu ile davalı üçüncü kişinin anne-kız olması nedeniyle, 6183 s.K. mad. 28/1-2 ve 30 gereğince, tasarrufun iptale tabi olacağı, borçlu ile üçüncü kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davalı borçlu yönünden de davanın kabulüne, davalı üçüncü kişi hakkındaki dava bedele dönüştüğünden belirlenen tazminatın davalı üçüncü kişiden davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tahsiline, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerinin davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiden müşterek ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesi gerekeceği- (5904 s. K. mad. 35 ile değişik) Avukatlık Kanun'un 168. maddesi uyarınca, 6183 s. K. uyarınca açılan ve reddedilen tasarrufun iptali davasında, davalı dördüncü kişi yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının muvazaa nedeniyle reddedilmesi halinde, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu- Bir davanın reddedilmesi halinde, red harcının davacı tarafından yatırılan harçlardan mahsup edildikten sonra kalan miktarın davacıya iadesi gerekeceği-
6183 sayılı  Amme  Alacaklarının  Tahsil  Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
Dava konusu alacak toplamı olan 222.130,00 TL'den daha düşük olduğundan mahkemece (dava değeri dava dilekçesinde 12.000 TL olarak olarak gösterildiğinden) 104.805 TL üzerinden davacıya eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi tamamlandığı takdirde harç ve vekalet ücretinin 116.805 TL üzerinden hesaplanması gerekirken dava değeri olan 12.000 TL üzerinden harç ve vekalet ücreti hesaplanmasının doğru olmadığı-
Mülkiyeti muhafaza kaydı ile dava konusu aracı  satma imkanı bulunan davacının bu yolu tercih etmeden 35 ay vadeli araç satması, aracı sattığı gün muaccel olmayan alacağını (araç bedelinin) takibe koyması takibin aynı gün kesinleştirilmesi ve ertesi gün araca haciz koyması hayatın olağan akışına uygun görülmediği gibi davalının alacağının ve takibinin muvazaalı olduğu iddia ve ispatlanamadığından eldeki davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-