Borcun doğumundan sonra borçlunun, kızkardeşine yaptığı satışın İİK'nun 278.maddesine göre iptali gerektiği- Dava konusu taşınmazın tasarruf tarihindeki borçlunun 1/9 hisse değeri alacak miktarından daha düşük olduğundan o değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediği-
Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının bulunması gerekeceği ve danışıklı işlemin o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış olması gerekeceği- Boşanma ve mal tasfiyesi için açılan davalar devam ettiğinden, davacı lehine tazminat hükmedilmesinin mümkün olacağı ve alacaklı olabileceğinden bu dosyaların sonuçlanması beklendikten sonra tasarrufun iptali davasının görülmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında İİK 281/II fıkra hükmüne göre hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği, teminatın lüzum ve miktarının mahkemece takdir ve tayin olunacağı- İhtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların gerçekleşmesinin beklenmesi dava ile elde edilecek sonuçların alınamamasına yol açabileceğinden ve "aciz belgesi yargılamanın her aşamasında giderilebilecek bir eksiklik olduğu"ndan ihtiyati haciz istemenin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında geçerli ve kesinleşmiş bir takibin varlığı da ön koşul olup, dava geçerli bir takibin olmadığından bahisle red edildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim alacağından kaynaklanan tasarrufun iptali davasının "iş mahkemesi"nde görülmesi gerektiği- İş mahkemesinde açılan ve bu mahkemece görevsizlik kararı verilmesiyle temyiz aşamasından geçmeden kesinleşerek asliye hukuk mahkemesine gönderilen davada verilen bu görevsizlik kararının mahkeme yönünden bir bağlayıcılığı bulunmadığı; görevin re'sen yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği-
HMK. mad. 31 uyarınca, mahkemece, davacı tarafın İİK. mad. 277 vd.'na mı yoksa TBK. mad. 19'a mı dayandığının ve davalının hangi tasarruflarının iptalinin istediklerinin açıklattırılması gerektiği-
Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup bu tür davalarda karar harcı ve vekalet ücretinin tasarrufa konu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile davacı alacaklının alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarının amacı, borçlunun alacağın tahsilini engellemek için menkul ve gayrimenkullerini devretmesi nedeni ile bu tasarrufların iptali suretiyle alacaklının alacağının bu yolla tahsil imkanı sağladığı, bu nedenle öncelikle tasarrufa konu malın borçluya ait bir mal olması bir başka anlatımla tasarrufun borçlu tarafından yapılması gerekeceği-
Davalılar, "dava konusu taşınmazın ön sözleşme ile 300.000 TL'ye alındığını, satış bedelinin 140.000 TL'sinin kaparo olarak borçlunun vekili ve aynı zamanda amcası olan kişiye; kalan 160.000 TL'nin de banka havalesi ile borçluya ödendiğini" beyan ederek banka havale makbuzunu da sunmuş olduğundan, mahkemece adi satış sözleşmesinde isim ve imzaları bulunan borçlunun amcası ile davalı 3.kişinin babasının banka hesap hareketleri istenerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak "140.000 TL" kaparonun ödenip ödenmediğinin tespiti ile tasarrufun iptali davası sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişinin taşınmazları elinden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri üzerinden alacak miktarı kadar tazminattan sorumlu tutulması gerekeceği (6183 s. K. mad. 31)- Dördüncü kişi olarak kötü niyetli oldukları ispatlanamayanlar yönünden tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-