Mahkemece; davalının kısıtlanması için açılan davanın tasarrufun iptali davası açısından bekletici mesele yapılarak, hasıl olacak sonuca göre taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
6183 s. K. mad. 24 vd gereğince açılan tasarrufun iptali istemli davaya konu taşınmazın tapu kayıt maliki gözüken kişinin soy isminin düzeltilmesi için davacı vekiline dava açmak için verilen kesin sürenin sürenin sonuçları açık olarak belirtilmemiş olduğundan verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı; usul ve yasaya uygun olmasa da da verilen süre içinde davacı tarafından tapu kaydında düzeltim davası açılmış olduğundan, davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tanık olarak dinlenilen kişi, mali müşavir olarak görev yaptığını, borçlunun da müşterisi olduğunu, dava konusu taşınmazın satışı için kendisine vekaletname verdiğini ve taşınmazları teyzesinin oğlu olan davalıya sattığını belirttiğinden mahkemece üçüncü kişinin İİK'nun 280/I .maddesi gereğince borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının tartışılması gerekeceği-
Davacı kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı seçimlik haklarından TBK. mad. 19'a dayalı iptal yolunu seçtiğinden; davanın görülebilmesi için muvazaalı işlemin borcun doğumundan sonra yapılması gerektiği gözetilerek, alacaklıya borcun daha önce doğup doğmadığı açıklattırılıp ispatı sağlanarak TBK. mad. 19 uyarınca yargılamaya devam edilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu borcun senedin tanzim tarihinde doğmuş olduğu, alacağın davalı tarafından daha sonra temlik alınmasının borcun bu temlik tarihinde doğmuş olduğu sonucunu doğurmayacağı- Tasarrufa konu taşınmazın petrol işyeri olduğu- Bir ticari işletmenin yada işyerindeki mevcut ticari emtianın tamammını veya önemli bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu halde ızrar kastı ile hareket ettiğinin kabul olunacağı-
Muvazaaya dayalı (TBK. mad. 19) davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek, İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği- TBK. mad. 19 gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı temlik işleminin iptali istemine ilişkin davanın mahkemece İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesinin ve "aciz belgesi sunulmadığı" gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Davacı tarafından davalı borçlu muris hakkında yapılan takip dosyalarındaki alacakla ilgili olarak açılan ceza davasının kesinleşmesi beklenip davacının alacaklı olup olmadığı ve alacak miktarı belirlenerek dava konusu satış işleminin TBK. mad 19 gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği- Aynı hukuki sebebe dayalı olarak reddedilen davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına tek vekalet ücreti takdiri gerektiği-
TBK’nun 19. maddesi gereğince açılan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkin davada uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp çözümlenmesinin gerektiği-
Aciz hali sabit olan borçlunun borcun doğumundan sonra dava konusu tasarrufu gerçekleştirmesi durumunda, dava ön koşullarının gerçekleşmiş olacağı- Davalı borçlu, üçüncü kişi ve dava dışı bir kişi adına tapuya tescilli taşınmazın, önce davalı borçlu ve üçüncü kişiye satıldığı sonra birlikte çekilen kredi karşılığında bir banka tarafından her iki davalının hisseleri üzerinde ipotek tesis edilmiş olduğu anlaşıldığından, İİK. mad. 280 gereğince üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olduğu ve bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı borçlu aleyhine yaptığı takip dosyası yönünden eldeki dava açıldıktan sonra borçlu tarafından açılan dava sonucu kesinleşen ilamı ile takibin İİK’nun 71, 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği, ancak davacı vekili takip konusu çeklere dayalı olarak davalı borçlu hakkında başka bir dava dosyası ile alacak davası açtıklarını ve anılan dosyanın sonucunun beklenmesini talep ettiğinden mahkemece anılan dosyanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davada TBK’nun 19. maddesi gereğince davacının eşinin mal kaçırmak amacıyla davalı 3. kişi ile yapmış olduğu muvazaalı işlem nedeniyle satış işleminin iptali istendiğine göre davaya genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bakılarak sonuçlandırılması gerekeceği-