Davacının davalı borçlu aleyhine yaptığı takip dosyası yönünden eldeki dava açıldıktan sonra borçlu tarafından açılan dava sonucu kesinleşen ilamı ile takibin İİK’nun 71, 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği, ancak davacı vekili takip konusu çeklere dayalı olarak davalı borçlu hakkında başka bir dava dosyası ile alacak davası açtıklarını ve anılan dosyanın sonucunun beklenmesini talep ettiğinden mahkemece anılan dosyanın sonuçlanıp kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapu kayıt maliklerinin davada taraf olarak yer almadıkları anlaşıldığından adı geçenlerin adres ve kimlik bilgileri nüfus ve tapu müdürlüğünden araştırılarak sağ ise kendilerinin, ölü ise mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının usulüne uygun olarak davaya katılmalarının sağlanması ve taraf teşkili koşulu yerine getirildikten sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Bağıştan rücu davasında verilecek kararın, eldeki ziynet eşyası davasının sonucunu etkileyeceğinden bekletici mesele yapılması gerekeceği-
İş Mahkemesi'nde açılan davanın bekletici mesele yapılarak verilen kararın kesinleşmesinden sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler ile bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Meskeniyet şikayeti sırasında, İİK. mad. 22 gereğince verilmiş icranın durdurulması kararı bulunmadığından, taşınmazın ihaleye çıkartılabilmesi için, meskeniyet şikayetine konu ilamın kesinleşmesinin beklenmesi gerekmediği gibi bu hususun İİK'nun 134. maddesinde düzenlenen ihalenin feshi nedenleri arasında da yer almadığı-
6183 s. K. mad. 26. uyarınca tasarrufun iptali davasının 5 yıllık hakdüşürücü sürede açılması gerektiği-Davalı şahıslar arasındaki hisse devrinde 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine göre iptal koşullarının bulunup bulunmadığı, taraflar arasında devam eden hukuk ve ceza davaların da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
3. kişinin İİK’nun 96. ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak iddiası ile alacaklının karşı dava olarak İİK’nun 97/17 ve 277.-280.maddeleri gereğince açtığı tasarrufun iptali istemlerine-
Feragatin davaya son veren, kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olduğu- Davalı kooperatif aleyhine davacılar tarafından açılmış ihraç kararının iptali talebine ilişkin dava dosyaları kapsamında yapılan tespitler (araç çalıştıramamadan kaynaklı) tazminat davası bakımından da delil kabul edilerek hükmün bu tespitler uyarınca kurulduğu anlaşılmışsa da, bu dava, anılan davalardan önce açılmış bulunduğundan, mahkemenin HMK. mad. 166/1 uyarınca birleştirme kararı vermesi mümkün değilse de, anılan davaların sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerektiği-
Muvazaalı işlemin iptali davasına konu taşınmazla ilgili olarak davalılar arasında görülen inançlı işlem nedeni ile tapu iptali ve tescili davasının reddedildiği ancak bozulduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, bu davanın "bekletici mesele" yapılarak kesinleşen sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davacının, tazminat davası ile elde edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla muvazaalı taşınmaz satışının iptaline yönelik dava açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği, ve davacının iddiasını kanıtlaması halinde -iddianın, taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek- İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak "iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi" yönünden hüküm kurulması gerektiği, "tapunun iptali ile borçlu adına tesciline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava konusu taşınmazların, "üçüncü kişiye değil", gerçekte "kendisine ait olduğunu" iddia eden asli müdahil tarafından açılan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının yargılama usulü ve inceleme mercii tasarrufun iptali davasından farklı olduğundan, davaların tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, daha sonra tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapılarak, asli müdahilin davasının sonucuna göre tasarrufun iptali davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-