Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve bu nedenle tespit dışı bırakılması gereken taşınmazlar hakkında tespit tutanağı düzenlenmiş olsa bile, yok hükmünde sayılan işlemlerin, önceki 766 sayılı Yasanın 31/2 ve halen yürürlükte bulunan 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddelerinde yazılı olan 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmayacakları, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kumluk yerlerin de devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu-
Kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi–
3402 sayılı Kanun’un 12. maddesinde düzenlenmiş olan on yıllık hak düşürücü sürenin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar için hazine tarafından açılacak davalarda uygulanamayacağı–
Orman ve orman toprağının zilyetlikle kazanılmasının ve özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmayacağı-
Derenin aktif yatağı olmaktan çıkan veya derenin etkisi altında kalmayan bir yer haline gelen taşınmaza yirmi yıldan fazla süre ile tarım arazisi olarak tasarruf edilmesinin, zilyetlik yoluyla edinmeye imkan vereceği, ancak; halen kuzeyde ve güneyde devam eden aktif dere yatağının çekişmeli yerde genişlemesi ve suyun dağılması nedeniyle toprak taşımak suretiyle doldurulması, düzeltilmesi, aktif dere yatağı olmaktan çıktığını göstermeyeceği için imar, ihya ve zilyetlik nedeniyle edinilmesinin mümkün olmayacağı–
İmar ve ihya sebebiyle tescil koşulları-
Hazineye ait tapulu bir taşınmazın 3573 sayılı Kanuna göre gerçek kişiler adına tapuya tescilinin mümkün olmayacağı–
MK. 715 kapsamına giren Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle iktisap edilemeyeceği ancak 3402 s. Kadastro Kanununun 17. maddesine göre imar/ihya sonucu ka-zanılabileceği-
Ruhsatnamede yazılı alanda, yer altı ve yer üstündeki madenlerin saptanması ve koşulları oluştuğunda onları belli bir süre işletme hakkı veren maden arama ruhsatında ve buna bağlı olarak yapılan kira sözleşmesinde açıkça yazılı olmayan ve davalılarca fiilen çalıştırıldığı saptanan kum ocağınıda kapsadığı anlamını çıkarma olanağının bulunmadığı, o halde davalıların buradan kum çıkarmak için ruhsatname almadıklarının ve bu amaçlı kiralama yapmadıklarının kabulü gerekeceği, hal böyle olunca, önceki kira aktinin sona erdiği tarihten itibaren dava tarihine kadar çıkarılan kumun, uzman bilir kişiler huzuru ile yapılacak keşifle fenni ve bilimsel ölçülere göre saptanıp dava tarihine göre rayiç fiyatı üzerinden belirlenecek gerçek zararın hesaplattırılarak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline kararı verilmesi gerekeceği-
Kamunun yararlanmasına mahsus yerlerden olan camilerin özel mülke konu olamayacağı-