Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5 gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-
İYUK. mad. 2/1-b gereğince, Belediye’nin encümen kararı uyarınca aldığı ifraz kararına dayalı hizmet kusuruna ilişkin davanın tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılacak davada ileri sürülmesi gerektiği- Davacının tapu sicil müdürlüğü çalışanları ve icra ve iflas dairesi çalışanlarının eylemleri ile zarar gördüğüne yönelik açtığı davada davalılar Adalet Bakanlığı ile Maliye Hazinesi yönünden işin esası incelenerek karar verilmesi yerine davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı bulunduğu, hakkında başlatılan icra takibi sonucunda haczedilen malların teslim edildiği yedieminin depodaki eşya ile birlikte kaybolması nedeniyle uğradığı zararının tazminini isteyen davacının, husumeti Adalet Bakanlığı'na yöneltebileceği-
Oluşan zarara icra müdürlüğünün hatalı işlemlerinin yol açtığı, mahkemece davacı tarafın asıl borçludan tahsil ettiği bedelin olup olmadığı araştırılarak, varsa nazara alınmak kaydıyla davacının uğramış olduğu zarar kapsamı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararının infazı için görevlendirilen satış memurunun "icra dairesi görevlisi olmadığı" gerekçesiyle İİK. mad. 5'e dayalı açılan tazminat davasının reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Haksız haciz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, dava konusu zararın icra memurunun işlemlerinden doğduğunun anlaşıldığı, İİK'nun 5. maddesine göre, icra görevlilerinin kusurlarından doğan davaların Adalet Bakanlığı aleyhine açılması gerektiğinden, davalılar aleyhine açılan taraf sıfatından reddine karar verileceği-
Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı gibi kusurun bulunup bulunmadığı ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı ile de bağlı olmamakla birlikte ceza mahkemesince belirlenecek maddi vakıalar yönünden hukuk mahkemesini bağlayacağından, icra memurunun tazminat davası konusu hacizlerin kaldırılması işlemi nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan yargılandığı ceza davasının sonucu beklenmesinin gerektiği-
İcra memurunca sıra cetveli yapılmadan bir başka alacaklıya yapılan ödeme üzerine, bu işlem hakkında yapılan şikayetin kabulü ile memur işleminin iptaline karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi ile, icra müdürlüğünce alacaklıya ödenen paranın iadesi için muhtıra tebliğ edilmiş ise de iadenin mümkün olmadığı ve sıra cetveli düzenlenmeden yasaya aykırı olarak yapılan ödemeden dolayı uğranılan zararın İİK. mad. 5 uyarınca davalı Adalet Bakanlığı'ndan tahsiline karar verilmesi istenilmiş olup, davacı ve dava dışı diğer alacaklının aynı borçludan olan alacaklarını tahsil için borçluya ait fabrika binasında yaptıkları üzerine haciz konulan kumaşların aynı kumaşlar olup olamayacaklarının tekstil mühendisi bir bilirkişi ve icra hukukundan anlayan hukukçu bir bilirkişi tarafından incelenmesi, sonrasında sıra cetveli yapılmış olması halinde davacının kaçıncı sırada olacağının bulunması, paranın paylaştırılması sırasında kendisine ödeme yapılıp yapılmayacağının belirlenmesi tüm bu incelemeler sonucunda varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 5. maddesi gereğince; icra ve iflas dairesi görevlileri aleyhine –kusurlu eylem ve işlemlerinden dolayı- zarar gören kişiler tarafından açılacak olan tazminat davasının adli yargı yerinde görüleceği, idari yargı yerinde görülemeyeceği-
Ceza mahkemesinin mahkümiyet kararı ile maddi olgu belirlemesi hukuk hakimini bağlayacağından ve somut olayın özelliği itibariyle maddi olgunun ve davalının sorumluluğunun tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arz ettiğinden, icra memurunun işlemi nedeni ile görevi kötüye kullanma suçundan yargılandığı ceza davasının sonucu beklenmesinin gerektiği-