Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamalarında, vakfın mal varlığının amacın gerçekleşmesini olanaksız kılacak şekilde azalmış olması, vakfın dağılmış sayılması için yeterli neden kabul edilmekte ise de, bu yetersizliğin araştırılıp belgeleriyle kanıtlanmış olmasının gerekeceği-
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında, vakfın ekonomik gücünün, gayenin gerçekleşmesine imkan vermeyecek bir düzeyde olduğunun anlaşılması halinde dahi, dağılması için yeterli görülmediği, bu itibarla, amaçlarını gerçekleştirmek için özgülenmiş hiçbir mala ve hakka sahip olmayan bu vakfın dağılmasına (sona ermesine) ve kaydının sicilden silinmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu’nun 101. maddesi hükmüne göre vakıf bir özel hukuk tüzel kişisi olup Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 33. maddesinin son fıkrasının yollaması ile Türk Medeni Kanunu’nun 50. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin iradesinin organları aracılığı ile açıklanacağı ve organların hukuki işlemleri ve diğer tüm eylemleri ile tüzel kişiyi borç altına sokacakları, organların ancak kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu oldukları-
Vakıf senedinin 11. maddesi hükmüne göre kurucular kurulunun üyelerin yarıdan fazlası ile toplanması ve toplantıya "açılışta Yönetim Kurulu Başkanının başkanlık etmesi" gerektiği, oysa dava konusu kurucular kurulu toplantısına Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı’nın katılmadığı ve toplantı salt altı kişi ile yapılmış olup, buna göre toplantı ve karar yeter sayısının sağlanamamış olduğu-
Temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği öngörüldüğünden, "vakıflara üye olma özgürlüğü"nü ortadan kaldıran "Vakıflarda üyelik olmaz." şeklindeki TMK. mad. 101/3'deki kuralın Anayasa’ya aykırılık oluşturduğu ve bu fıkranın iptali gerektiği-
Mevcut durum ve koşullarda vakıf senedindeki amacın faaliyetlerin ve vakıf adının genişletilmesi veya değiştirilmesi zorunluluğunu ortaya koyan herhangi bir gelişme ve buna bağlı olarak vakfedenin isteklerine açıkça uymayacak hallerin varlığı ileri sürülmediği gibi vakfın değiştirilen amacına ve faaliyetlerine uygun olarak gelirinde herhangi bir artış olup olmadığı hususu da araştırılmadan amacın faaliyetlerin ve vakıf adının genişletilip değiştirilmesi niteliğindeki bu hükümlerin aksi düşüncelerle uygun bulunarak tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mevcut durum ve koşullarda vakıf senedindeki amacın genişletilmesi veya değiştirilmesi zorunluluğunu ortaya koyan herhangi bir gelişme ve buna bağlı olarak vakfedenin isteklerine açıkça uymayacak hallerin varlığı ileri sürülmediği gibi vakfın değiştirilen amacına uygun olarak gelirinde herhangi bir artış olup olmadığı hususu da araştırılmadan amacın genişletilip değiştirilmesi ve buna bağlı olarak vakfın adının değiştirilmesi niteliğindeki bu hükümlerin aksi düşüncelerle uygun bulunarak tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tapu kaydında idari yoldan işlenen vakıf şerhi bulunması, vakıf kaydının yargısal yoldan işlenmesinin dava edilmesine engel teşkil etmediğinden davalı idarenin, şerhin yargısal yoldan tapu kaydına işlenmesi istemiyle dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gibi mevcut şerhin dayanağı olan işlem ile dava konusu istemin hukuki sebeplerinin de farklı olduğu-
Vakfeden tarafından kuruluş senedinde belirlenen vakfın amaç ve örgütlenme biçiminin, zorunluluk doğmadıkça kural olarak vakıf organlarınca değiştirilip genişletilemeyeceği–
Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasa’nın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamayacağı-