Hakem heyetince; alanında uzman bilirkişiden kusur dağılımına ilişkin, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra çıkan sonucuna göre davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek tazminat miktarının tespit edilmesi gerektiği- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Davaya konu sanayi bölgesi çevre duvarındaki yıkılmanın yapım ve malzemedeki bir eksiklikten mi kaynaklandığı, yoksa dava dışı firmaların duvara bitişik alanda inşaat faaliyetlerinden mi kaynaklandığının açıkça tespit edilmesi, bilirkişilerce delil tespiti raporu ve diğer görüşlerin değerlendirilerek çelişkinin giderilmesi, ayrıca duvardaki yıkılmanın yapım ve malzemeden kaynaklanmadığı tespit edilse dahi, sözleşme ve eki şartnameye göre yapımı kararlaştırılan barbakan delikleri veya başkaca bir eksikliğin bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise ayıplı ifa kapsamında iş bedelinde tenzilat gerekip gerekmeyeceği ve miktarı hususlarında yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
Yerel mahkemece verilen kararın gerekçe bölümünde, yargılama sırasında celbedilen kayıt ve belgeler ile bilirkişi raporu alındığı, tanık beyanlarının dinlendiği hususu zikredildikten sonra bilirkişi raporu ve fatura tarihlerine göre faturadaki bedellerin dönemin koşullarına uygun olduğu belirtildiğinden davacının talebinin tanık beyanları ile ispat edilebilen ürün ve işçiliklerle sınırlı kalmak kaydıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de hüküm kısmında belirtilen ve kabul edilen 6.750,00 TL’ye nasıl ulaşıldığı, hangi kalem alacak bakımından kaçar adet ürünün kabul edildiği ve hesaplamasının gösterilmediği, bu hali ile denetlenebilir bir gerekçenin bulunmadığının anlaşıldığı, dosya kapsamında alınan tanık beyanlarında ise davacı tarafından yapılan işin miktarı ile ilgili olarak çelişkiler bulunduğu, mahkemece beyanlardaki bu çelişkinin de giderilmediği anlaşıldığından, mahkemece yapılması gereken işin; 07.10.2019 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere vekaletsiz iş görme hükümlerine göre, alanında uzman bilirkişiden alınacak raporla, çelişkinin giderildiği tanık beyanları ve işin niteliği dikkate alınarak, işin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre KDV eklenmeksizin hesaplanarak, olması gereken makul seviyede bir bedel belirlenerek sonucuna göre karar vermekten ibaret olduğu-
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları, yıllık izin ve ihbar tazminatından davalı son işverenin sorumlu olduğu, bunların dışında hafta tatili ücreti, UBGT, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yüklenicilerin işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olduğu, işveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemelerin de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebileceği, mahkemece bu ilkeler çerçevesinde bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken iş mahkemesi dosyasında belirlenen alacak miktarları üzerinden ve ihbar tazminatı dışındaki alacak kalemleri yönünden davalıların yarı oranında sorumluluğunun belirlenerek faiz ve yargılama giderleri yönünden de aynı esasla hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, davalının muhasebe şefinin ............... tarihinde davacıya gönderdiği mailde 38.076,32 USD borçlu olduklarını beyan ettiği gerekçesiyle anılan e-maile itibar edilerek e-mailde belirtilen miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmişse de davalı anılan e-maili ve içeriğini kabul etmediğinden, mahkemece e-maili gönderen .............'ın ................. tarihli e-mail konusunda beyanlarının alınması, gerekirse e-mail mesajları üzerinde teknik bilirkişi incelemesi yapılması, davalının muhasebe şefi olduğu iddia edilen bu kişinin taraflar arasındaki ticari ilişkide işlem ve eylemlerinin teamül haline gelip gelmediğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; takip talebinde USD alacağının takip tarihindeki Türk Lirası karşılığının gösterilmesinin harca esas değer niteliğinde olduğu, ilamda yer alan alacak hakkından vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği dikkate alınarak borçlu tarafından ileri sürülen şikayet konularının gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle değerlendirilmesi gerekeceği-
Tahsil edilen vakıf taviz bedelinin taşınmazın gayri sahih olarak vaktedildiği iddiasıyla istirdatı istemi- Konunun uzmanı olup olmadığı belli olmayan bilirkişinin hazırlanmasında yer aldığı rapora itibar edilemeyeceği-
Davacı tarafından, dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan 03.12.2012 tarihli borç kabul ve ödeme beyanından açıkça itirazın iptali davasının konusu oluşturan ............... İcra Müdürlüğünün ................... E. sayılı icra dosyasının yetkisizlik kararı verilmeden önce ilk başlatılan .............. İcra Müdürlüğü ................ E. sayılı dosyasındaki borcun da borçlu tarafından açıkça kabul edildiğinin anlaşıldığı, daha sonra davalı tarafından sunulan tarihsiz ibraname ve borç ödeme belgesi ise ............. İcra Müdürlüğünün .................... sayılı dosyalarına ilişkin olup, yatırılan 5.000,00 TL'nin borçtan düşülmüş olmasının borcu kabul sonucunu değiştirmediği, mahkemece davalının dava konusu alacağa ilişkin olarak bu borcu kabul beyanının dikkate alınması gerekeceği, bu nedenle mahkemece takipten ve davadan sonra yapılan ödemeler de dikkate alınmak suretiyle yeniden konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken 03.12.2012 tarihli belgenin belirtilen gerekçe ile dikkate alınmamasının doğru olmadığı-
Mahkemece hükme esas alınan son bilirkişi raporunda ............... ve ................ plakalı araçlar için dosyadaki diğer bilirkişi raporları aksine bir kanaat oluştuğu, anılan bilirkişi raporlarının birbirleri ile karşılaştırılmak suretiyle çelişkinin giderilmediği anlaşılmış olup, Mahkemece bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gidermek amacıyla farklı bir heyetten rapor alınarak karar verilmesi gerektiği- Mahkemece imalat hatasından kaynaklı gizli ayıplı olduğu tespit edilen kamyonların işletilemediği günler bakımından, ikame araç kiralanmadığı gerekçesiyle davacının araçları işletemediği günler bakımından vücut bulan zararın tazmini istemi reddedilmiş ise de davacının aracını işletemediği günlerin dosyada belirlenebilir olduğu ve ticari hayatın devamı için bulunan ikame çözümlerin zarar uğranmadığını göstermeyeceği gözetilerek bu günlerin maddi kaybına ilişkin tazminat hesabı yapılması gerekirken bu kalemin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece alınan ................. tarihli bilirkişi raporunda .................... tarihinde meydana gelen yangının ortaya çıkmasında, araç içerisinde bulunan LPG tüplerinin devrilme sürtünme sonucu tüplerin dolum yerlerinden gaz kaçırabileceği ve sürtünme ve çarpma sonucu oluşabilecek statik elektriklenme ile çıkan kıvılcımlardan yangının çıkmış olabileceği, araç sürücüsünün yükleme yapıldıktan sonra araç üzerindeki tüplerin istiflenmesini ve depolanmasını kontrol etmediği, yangına müdahale eğitimi alıp almadığının bilinmediği ve bu nedenle kusur oranının % 20 olduğu, yangın olayının tüp dolum alanının dışında meydana gelmesi ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları(LPG) Tüplü Bayiliği Anlaşması ve Genel Şartnamesi 8, 12 ve 13 üncü maddeleri nedeniyle davacı tarafın kusur oranının % 40 olduğu, 5307 Sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un üretim ve dağıtım kısmında, 5 inci maddesinde ve Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Tüplü Bayiliği Anlaşması ve Genel Şartnamesinin 11 inci maddesi gereği tüplerin mülkiyetinin ve sorumluluğunun davalıya ait olduğu ve İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği'nin 1.1 inci maddesinde öngörülen bakım onarım ve periyodik kontrollerin yapılıp yapılmadığının bilinmediği ve bu durumun tüp başlarında meydana gelen gaz kaçağına sebep olabileceği ve bu durumun yangına sebebiyet verebileceği göz önünde bulundurularak kusur oranının % 40 olduğu belirlendiğinden, mahkemece anılan bilirkişi raporundaki kusur oranlarına itibar edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-