Borçlunun itiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük süre geçirildikten sonra 06.07.2017 tarihinde icra tutanağına kaydedildiği ve aynı tarihte UYAP sistemine kaydının yapıldığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan, itiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin itiraz tarihi olarak kabulüne imkan bulunmadığı ve itiraza esas olan tarihin anılan dilekçenin icra tutanağına geçirildiği 06.07.2017 tarihi olduğu, öyleyse, belirtilen tarih nazara alındığında borçlu tarafından İİK'nun 62. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde yapılmış bir itirazın varlığından söz edilemeyeceğinden, icra müdürlüğünün takibin durdurulması yönündeki kararının yasaya uygun bulunduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye ve kira miktarına karşı çıkmadığına göre İİK’nin 269/2 maddesi gereğince kira ilişkisi ile kira miktarının kesinleştiği, bu durumda borca itiraz eden davalının kira bedelinin ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK'nin 269/c maddesindeki belgelerle ispat etmesi gerekeceği-
Davalı borçluya usulüne uygun tahliye istemli ödeme emri tebliğ edilmeden, ödeme ve itiraz süreleri de işlemeye başlamayacağından davacı alacaklının icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını ve tahliye isteyemeyeceği, bu durumda mahkemece, henüz kesinleşen icra takibi bulunmadığından, davalı kiracı yönünden davacının itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Murisin 20.10.2014 tarihinde vefat ettiği, borçlular hakkında icra takibinin 20.04.2015 tarihinde başlatıldığı, borçlulara ödeme emrinin 29.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 28.04.2015 tarihinde mirasın reddine karar verildiği, iş bu itirazın ise 11.08.2015 tarihinde yapıldığı, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, bu durumda mirasın ret kararı icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığından itirazın süreye tabi olduğu-
Taraflar arasındaki sözlü kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağının tahsili istemine ilişkin ödeme emrinin, davalıya tebliği üzerine davalı, her ne kadar takibe itirazında kira bedellerine itiraz ettiğini bildirmişse de kira miktarının ne kadar olduğunu göstermediği, İİK'nin 269/2. maddesi gereğince borçlu kiracının kira sözleşmesini açık ve kesin olarak reddetmediğinden kira akdini kabul etmiş sayıldığı için takip talepnamesinde belirtilen kira miktarının kesinleştiği, bu durumda; uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durumun bulunmadığı- Davalı borçlu kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemeyeceğini İİK’nin 269/c maddesinde belirtilen belgelerle kanıtlamak zorunda olduğu-
Takibe dayanak kira sözleşmesine ve sözleşmedeki imzaya borçlular tarafından itiraz edilmemiş olup takip dayanağı sözleşmenin taraflar arasında kesinleştiği, bu durumda borçlu iddialarının ispatı genel mahkemede açılacak davanın konusunu oluşturduğundan taraflar arasında kesinleşen sözleşmeye dayanılarak alacak ve tahliye talep edilmesinde usulsüzlük olmadığı-
Borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediğinden, borçlunun icra dairesine itirazının sonuç doğurmayacağı-
Takibin artık genel haciz yolu ile takip olarak devam ettiği gözetildiğinde, İİK'nun 62. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılmasının zorunlu olduğu, ne var ki, mahkemece, alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı halde takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi olduğu kabul edilmesi suretiyle borçlunun imzaya itirazının İİK'nun 170. maddesine dayalı inceleme ve değerlendirme yapılarak sonuca gidildiğinin (itirazın kabul edildiği) görüldüğü, ancak, takibin şekline göre borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmesi yasal olmadığı gibi, yanlış merciye başvurusunun da hukuki sonuç doğurmayacağı-
Taraflar arasında var olduğu iddia olunan taşıma ilişkisine dayalı navlun alacağı için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine dayalı somut uyuşmazlıkta- Taraflar arasındaki taşıma akdinin varlığını ispat külfeti davacıya ait olduğu-
Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup İİK.269. maddedeki itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeyeceği- Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuç doğurmayacağı-