Üçüncü kişinin ibraz ettiği ancak başka güçlü delillerle desteklenmeyen âdi nitelikteki kira sözleşmesinin HUMK. 299/I uyarınca alacaklıyı bağlamayacağı– (Not: Yürürlükten kalkmış olan HUMK. 299/II.'nin "Bir senedin kendisine ibraz olunduğu, katibiadil veya salahiyettar memur tarafından alelüsul tasdik edilmiş ise ibraz tarihi veyahut imza edenlerden birinin vefatı tarihi veya imza etmesine imkanı maddiyi selbeden bir hadisenin vukuu tarihi veyahut ol senedin bir muamelei resmiyeye esas ittihaz kılındığı tarih üçüncü şahıslar hakkında da muteber addolunur. Bu nevi senetlerde bahsolunan sair senetlerin tarihleri üçüncü şahıslar hakkında ancak son senet tarihinin musaddak addolunduğu tarihten itibar olunur." şeklindeki hükmü yeni HMK.'ya alınması unutulmuşsa da bu hükmün düzenlediği hususlar bugün dahi aynen uygulanması gerekir.)
Mülkiyet karinesinin İİK'nun 97/a maddesi uyarınca borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından kesin ve inandırıcı kanıtlarla ispat edilmesi gerekeceği, davacı bu taşınmaza ilişkin vergi kaydı ve kira sözleşmesi ibraz etmiş ise de borcun doğumundan sonra düzenlenen bu belgelerin karinenin aksini ispata yeter olamayacağı-
Borçlu ile davacı 3. kişi arasındaki ilişkinin ticari işletme devri (örtülü işyeri devri) niteliğinde olduğu durumlarda olaya İİK. nun 44 ve BK’ nun 179. maddesinin (şimdi; TBK. mad. 202) uygulanması gerekeceği, 3. kişi tarafından “işyeri devri ile ilgili İİK. nun 44. maddesinde öngörülen koşulların yerine getirildiği” 3. kişi tarafından iddia ve ispat edilmedikçe, işyerini devralan davacı-3. kişinin BK. nun 179. maddesi (şimdi; TBK. mad. 202) uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, bu nedenle mahkemece “3. kişinin istihkak iddiasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamayacağı, Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebeliceği, bu nedenle, haczin kaldırılması için anılan süre içinde tescil davası açılarak 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanmasının zorunluğu olduğu -
Bir taşınır malı elinde bulunduranın onun maliki sayılacağı (İİK. mad. 97/a), haciz işleminin borçluya ödeme (icra) emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması halinde «mülkiyet karinesi»nin borçlu (ve dolayısıyla alacaklı) yararına sayılacağı, davacı-üçüncü kişinin bu yasal karinenin aksini ancak «yemin» ve «tanık» dahil her türlü kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlayabileceği–
Dava konusu bilgisayarın borcun doğumundan önceki tarihi içeren fatura ve samimi tanık anlatımları ile gelir sahibi olan davacı üçüncü kişiye ait olduğunun kanıtlanması halinde, bu eşya yönünden “davanın kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-