Bilirkişi heyeti raporunda ortak alanlarda tespit edilen su, ısı ve ses izolasyonu problemleri ile nemlenme, kabarma, renk değişikliği ve ıslaklık gibi gizli ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşabileceği, normal vasıflardaki tüketicinin bu durumu ne zaman farkedebileceği, bağımsız bölümün teslim tarihi ile ihtar tarihi dikkate alınarak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmakla, mahkemece, gizli ayıpların mahiyeti, sebepleri ve ortaya çıktıkları zaman dilimi (mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları ) dikkate alınarak teslim tarihinden itibaren ne kadar sürede ortaya çıkabilecekleri hususunda bilirkişilerden taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde ek rapor alınmalı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilmesi, bu hususta tarafların delil ve karşı delilleri sorularak karar verilmesi gerektiği-
Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğu, bunu ihmal ettiği takdirde satılanı kabul etmiş sayılacağı- Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa bu durumu da hemen satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılacağı- Öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamayacağı- Eksik işin, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı işin ise eserde olması gereken vasıfların fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade ettiği- İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından, iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek olmadığı, iş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğünün sadece ayıplı işler için geçerli olduğu-
Aracın piyasa değerinden düşük satın alınması davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyeceği gibi davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü'nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme ve TRAMER'e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğünün de olmadığı- Ayıbın gizlenmediğinin ispat yükü davalıda olup, satış öncesinde davacıyı aracın pert olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamadığından, davacının ayıptan sorumluluk hükümlerine göre davalıdan ayıp oranında bedel indirimi istemekte haklı olduğu-
Mahkemece aracın piyasa değerinden düşük satın alınması ve satın alma tarihinde yetkili servis sorgulamasının davacı tarafından yapılmasından dolayı davacının ayıbı bildiğine kanaat getirilmiş ise de aracın piyasa değerinden düşük satın alınması davacının ayıbı bildiğine karine teşkil etmeyecek olup, ayıbın gizlenmediğinin ispat yükünün davalıda olduğu-
Taraflar arasında ambalaj üretimine ilişkin eser sözleşmesi olduğu, bu nedenle 5 yıl içinde ayıba ilişkin hakların kullanılabileceği, davacının, davalı tarafından üretimi yapılan ambalaj malzemesinin ayıplı olması nedeni ile içine konan üründe bozulmalar yaşandığını iddia ettiği, oysa bozulmanın ambalaj malzemesinden mi yoksa davacı tarafından üretilip içine konulan içecekten mi kaynaklandığının tespit edilemediği, davalı tarafından girişilen takipten sonra davacının icra dosyasına 45.000,00 TL ödeme yaptığı, iflas kararı ile birlikte takiplerin düştüğü, iflas idaresince ticari ilişki nedeni ile düzenlenen çeklerden kalan bakiye borç olan 40.426,35 TL'nin kabul edildiği, ancak kısmi ödeme dışında çeklerin ödenmediği, çeke dayalı olarak yapılan takiplerdeki alacağın iflas idaresince kabul edilmediği, davacının yaptığı kısmi ödeme dışında borcunun kaldığı-
Dosyaya celbedilen trafik tescil belgesinde davaya konu traktörün satın alındığının anlaşıldığı, davacının satın aldığı traktörün devamlı arızalar yaptığını ileri sürdüğü ve servis tamir belgelerine dayandığı, her ne kadar mahkemece süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de söz konusu arızaların birden fazla tekrar ettiği ve tamiratın yapılamadığı ve dolayısıyla davacının oyalandığının anlaşıldığı, davalıların ağır kusurundan ileri gelen gizli ayıp niteliğindeki bu arızalar karşısında zamanaşımı süresinden söz edilemeyeceği gibi davacının garanti hükümlerine dayalı olarak da böyle bir dava açmasını engelleyen yasal düzenleme olmadığı-
Sözleşmede satıma konu makinelerin garanti süresi “bir yıl” olarak kararlaştırılmış ise de bu süre TTK.nun 25/3.maddesinde belirtilen ihbar yükümlülüklerini ortadan kaldırmayacağı-
Malın gizli ayıplı olması ve garanti süresi içinde dava açılmış olması hâlinde de satıcının sorumlu tutulabilmesi için ayıp ihbar sürelerine uyulmuş olması gerektiği, aksi hâlde satıcının sorumlu tutulamayacağı-
Garanti süresi içinde dava açılması, alıcıyı süresinde ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünden kurtarmayacağı, her ikisinin farklı hukuki sonuçları olan kavramlar olduğu-