Bir kimse doğmadan nüfusa tescil edilemeyeceğine göre, tescil tarihinden ilerdeki bir tarihte doğmuş olduğunun kabulünün olanaksız olduğu-
Davanın, gerçeğe aykırı olarak düzenlenen nüfus kaydının iptali istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinden kaynaklandığı, bu davalara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılacağı, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınmasının da zorunlu olduğu-
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında, Nüfus İdaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca isim düzeltilmesine dair hükmün ilan edilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Davacı tanığının beyanından; davacıların kızlarının 2002 yılının yaz aylarında hastanede doğduğu, davacı annesinin hastaneden çıkışının dahi kendisinin yaptığı ifade edilmiş olmasına karşın mahkemece yaşının düzeltilmesi istenilenin hastanede doğup doğmadığı araştırılmadan, doğumla ilgili belge ve kayıtların ilgili hastaneden getirtilip buna göre değerlendirme yapılmadan, sağlık kurulu raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda kişilerin gerçek yaşlarının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılmasının zorunlu olduğu-
Dosya içerisindeki nüfus kayıt tablosu içeriğinden yaşının düzeltilmesi istenilenin, davanın açıldığı tarih itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunduğu anlaşılmakla, doğum tarihinin düzeltilmesi davasını doğrudan kendisinin açması gerekirken, anne ve babanın böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı ve bizzat yaşı düzeltilecek olan ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunan tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Hakimin, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda oluğu-
Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği-İlgili yasa hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarihinde aldığı karar ile iptal edilmiş olup, ilgili iptal kararı Resmi Gazete'nin 06.10.2012 tarih ve 28433 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Mahkemece, davacı ile kayden ikizi görünen kardeşinin birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili ihtisas dairesine gönderilerek yaşları ve ikiz olup olmadıkları konusunda rapor alınmasının, bundan sonra dosyada mevcut davacıya ait olduğu bildirilen okul kayıt ve mezuniyetine ilişkin defter bilgileri, gösterilen tanıklar ve dinlenecek doğum tutanak tanık anlatımları hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre; doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalarda, doğum tarihinin düzeltilmesi istenenin gerçek yaşının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneye gönderilerek sağlık kurulu raporu aldırılması zorunlu olduğu-