Harita ve krokisi olmayan veya uygulanabilir nitelik taşımıyan tapu kayıtlarına; öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlü­ğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzöl-çümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygu­lama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alın­ması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağın
Kaydının güney hududu "Lebiderya" okumakla birlikte tespit sırasında kıyı ile tespit hudutları arasında tescil harici yer bırakıldığı anlaşıldığından bu hudut bakımından tapunun sabit ve genişletilmeye elverişli olmadığının söylenemeyeceği-
Davacılar tapusu Kazanderesi akıntısı, Küpeler Merası, taş döküntüsü karşılığı, su uçtuğu gibi gayri sabit hudutlar içermekte olup tapu kaydının uygulanmasına yönelik olarak, mahkemece yapılan araştırma, soruşturma ve uygulama, sonucuna gitmeye yeterli değildir ve bu tür tapuların uygulanmasında tüm belgeler getirildikten sonra her sınır için yerel bilirkişiden ayrıntılı bilgi alınmalı, gerekirse bilinmeyen sınırlar için tanık dinletme olanağının tanınmasının gerekeceği-
Kıyının kamuya açık tutulabilmesi ve yasanın bu alanda idareye verdiği görevlerin yerine getirilebilmesi ve kıyıda planlama ve uygulamanın yürütülebilmesi için öncelikle, kıyıya ilişkin bir tespitin yapılmasının zorunlu olacağı, bu nedenle idarenin kendi açısından kıyı kenar çizgisini belirlemesi gerekeceği-
Kural olarak, mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisi belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak 3621 Sayılı Kıyı Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerekeceği-
Mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinin adli yargıya ait olduğu, idare tarafından kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi ve yazılı bildirime rağmen yasal süresi içerisinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanması veya idare tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında; kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından bunlara uygun şekilde saptanması gerekeceği–
Tapu kaydındaki yüzölçümü miktarının düzeltilmesi istemi ile açılan davalarda, dava konusu taşınmazı çevreleyen taşınmaz maliklerinin açıklamalı davetiye ile çağrılması ve geldiklerinde davacı ile aralarında sınır çekişmesi olup olmadığının sorulması ve komşu taşınmazlara ilişkin tapu ve vergi kaydının bulunup bulunmadığı araştırılarak, bulunduğunun anlaşılması halinde mahallinde uygulanarak dava konusu taşınmazı ne şekilde okuduğunun saptanması ile sonuca gidilmesi gerekeceği–
Çaplı taşınmazlarda mülkiyet hakkını, kadastroca paftasına uygun olarak düzenlenen geometrik şeklin belirleyeceği-
Çaplı yere elatmanın önlenmesi davalarının çözüm şekli (yöntemi)-
Ortak sınırın bilirkişi ve tanık sözleriyle belirlenmesi halinde, taraf tapularındaki miktarlar gözönünde tutularak, taşınmazların yüzölçümleri arasında orantı kurularak, ortak sınırın taraflar arasında paylaştırılmak suretiyle bulunması gerekeceği-