Somut olayda, şikayetçi borçluya... 9.Noterliğinin 20.04.2016 tarihli...... yevmiye sayılı ihtarnamelerinin tebliğ edildiği, ihtarnamelere borçlunun yasal sekiz günlük süre içerisinde... 5. Noterliğinin 26.04.2016 tarihli.... yevmiye numaralı ihtarnameleri ile itiraz ettiğinin anlaşıldığı; bu durumda mahkemece borçlunun ihtarnameye itirazının İİK'nun 150/ı maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun 68/b maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılarak değerlendirilmesi ve bu şekilde sonuca gidilmesi gerekeceği- Her ne kadar mahkemece, İİK'nun 150/ı maddesi hükmüne uygun olarak aynı Kanunun 68/b. maddesine göre değerlendirme yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sadece 20.04.2016 tarihli ..... yevmiye sayılı ihtarname esas alınarak inceleme yapıldığı, borçluya takipten önce tebliğ edilen ve takip talebi kapsamında yer alan 20.04.2016 tarihli.... yevmiye sayılı ihtarnamenin değerlendirilmediği anlaşıldığından, mahkemece 20.04.2016 tarihli ..... yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesi de dikkate alınarak, borçlunun asıl alacak ve işlemiş faize ilişkin itirazları da değerlendirilmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İtiraz edilmemesi halinde, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmiş olmakla, alacak miktarına yönelik iddiaların artık icra mahkemesinde ileri sürülmesi mümkün olmayacağı, ancak İİK'nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı kanunun 33/1-2. maddesine göre itfa veya imhal sebebiyle icranın geri bırakılması talep edilebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarı ve yine işleyecek faiz oranı şikayet konusu yapılabileceği-
İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarının kesinleşeceği- Ancak böyle bir durumda borçlunun, ihtarnamede kesinleşen borç miktarına takip tarihine kadar işletilen faiz miktarına ve faiz oranına itiraz edebileceği- Somut olayda, İİK'nun 150/ı maddesine uygun şekilde asıl borçlu ve ipotek verenler adına çıkarılan hesap kat ihtarına asıl borçlu tarafından itiraz edilmediği anlaşılmadığından; İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmekle ipotek veren taşınmaz maliki borçlu alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri süremez ise de İİK'nun 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği gibi, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığını ve itiraz edilmeksizin kesinleşen hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten, borçlunun temerrüde düştüğü tarihe kadar işleyen akdi faiz ile bu tarihten takip tarihine kadar işleyen temerrüt faiz miktarını, ayrıca işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapabileceği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, 'hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır.' ve aynı Kanun’un 13. maddesine göre de, 'tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır' ve tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde de, 'tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı'nın hüküm altına alınmış olduğu-
İİK. 149 uyarınca, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi kullanana kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine, noter aracılığı ile hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın gönderilmesi gerektiği- Hesap kat ihtarı dört farklı adrese tebliğ edilmişse de, borçlunun ipotek senedindeki adresine gönderilen tebligatla ilgili olarak, Bölge Adliye Mahkemesince karar gerekçesinde "...nin imzadan imtina ettiğinin tebligat mazbatasına yazılmadığı belirtilmişse de, tebligat mazbatasında komşunun imzadan imtina ettiği şerhinin yer aldığı ve yine borçlunun "...isminde bir komşusunun bulunmadığı" yönünde bir iddiasının da olmadığı, dolayısıyla yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu-
İİK'nun 150/ı maddesindeki düzenleme uyarınca banka ve kredi veren kuruluşların 'icra emri' göndererek 'ilamlı takip' yapabileceği, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin, anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığını, özel hukuk tüzel kişisi olan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmayıp bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerekeceği-
İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında ipotekli takip yapılabilmesi ve icra emri gönderilebilmesi için, asıl borçlu ve ipotek veren taşınmaz malikleri 3. kişilere, ihtarnameye ilişkin tebligatın İİK'nun 68/b koşullarında yapılmış sayılması gerektiği- Bu durumda; "takibin iptaline" değil "icra emrinin iptaline" karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin yetkilisinin iş yerinde bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan ihtarname tebliğleri usulsüz olduğundan borçluların, hesap kat ihtarnamesine itiraz ettiği tarihin, ihtarname tebliğ tarihi olarak kabulü gerekeceği ve bu durumda hesap kat ihtarnamesinde bildirilen alacak ve faiz miktarının kesinleşmediği- Alacaklıdan İİK. 150/ı ve 68/b kapsamına giren belgeler istenmek suretiyle hesap kat tarihi itibariyle alacak miktarının saptanması, bu asıl alacak tutarına hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmak üzere bilirkişiden rapor alınarak hükmün verilmesi gerektiği- KOBİ, KGF.'nin kefaleti ile kullandığı krediyi bankaya ödemediğinde, bankanın KGF.'den tazmin talebinde bulunacağı ve KGF.'nin kefaletten doğan sorumluluğunu bankaya karşı yerine getirmek suretiyle, kefil olduğu tutarı bankaya ödedikten sonra, tazmin edilen tutarın, kredi veren banka tarafından tahsil edileceği ve takipten para tahsil edilince kuruma aktarılacağı- KGF tarafından yapılan ödemenin ana paradan düşülmek suretiyle, hatalı hesaplama sonucu takibin kısmen iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK. m. 150/1 ve 68/b uyarınca şikayetçi borçluya icra emri gönderilebilmesi için alacaklı tarafından, takip borçlusuna, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği- Sözleşmede yada ipotek akit tablosunda gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığı ile krediyi kullanan tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğuracağı; yeni adresin bu şekilde bildirilmediği durumlarda, hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı-
Kredi kartı alacağına ilişkin alacağın varlığı ve miktarı, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında yargılama yapılmasını zorunlu kıldığı, bu durumda kredi kartı alacağı bakımından, takibe dayanak belgeler ilam niteliği kazanmadığından, İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilemeyeceği- Ancak, ipotek, bu alacaklar dışında ticari nitelikteki diğer alacakları da teminat altına aldığından, takibin kredi kartı alacağı yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucu ortaya çıktığından, bu nedenle, 'ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi' karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılması gerekeceği-