Kendiliğinden alev alarak kullanılamaz duruma gelen aracın benzeri ile değiştirilmesinin, mümkün olmadığı takdirde aracın karar tarihindeki sıfır kilometre değeri ile davacı şirketin ödemek zorunda kaldığı tüm vergi, kasko ve sair giderlerinin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilinin istendiği tazminat davasında, bilirkişi heyetince düzenlenen raporda aracın sorunsuz kullanılabileceği, gösterge panelinde herhangi bir hata kodu olmadığı, herhangi bir eksiklik ve hasarın olmadığı, onarım sonrası parçaların yenilenmesi nedeniyle değer kaybının olmayacağı, değer kaybına yol açan hususun yenilenen motor kaputunun boyanması sebebiyle orijinal yapısının değişmesinden kaynaklandığı, bu nedenle araçta 15.000.- TL değer kaybı oluştuğu, davalılardan hiçbirisinin aracın satıcısı konumunda olmadığı, garanti sözleşmesi olmamakla birlikte onarımın garantili işlemden yapılması nedeniyle ithalatçının sorumluluğunun garanti veren kapsamında mümkün olduğu, mevcut ayıbın aracın yenisi ile değiştirilmesini gerektirecek ağırlıkta ve önemli bir ayıp olmayıp, onarım ile tamamen giderilebilecek nitelikte olduğu belirtildiğinden, TBK mad. 227 'de düzenlenen sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının mümkün olmadığı, ancak araçta 15.000.- TL değer kaybı oluştuğu bilirkişilerce tespit edildiğinden 15.000.-TL değer kaybının garanti verenin sorumluluğu kapsamında davalı ithalatçı şirketten alınarak davacıya verilmesi gerektiği- Davacının araçta meydana gelen yangın nedeniyle yaşadığı şoka bağlı olarak duyduğu üzüntü göz önünde bulundurulduğunda manevi tazminatın yasal unsurlarının oluşmadığı-
Davalı tarafından satılan araçtaki ayıp nedeniyle bir değer kaybı varsa davacının bunu talep etme hakkı bulunduğu, davacının dava dışı kişiye yaptığı satış ve elde ettiği satış bedelinin sonuca etkisinin olmadığı- 
Ayıplı ürün satışından doğan alacak istemine ilişkin davada, alınan şezlong türündeki ürünlerin “ev için kullanıma uygun olduğu” belirtilmiş olup kullanım kılavuzunda bu yönde bir uyarı bulunması durumunda satıcının yükümlülüğünü yerine getirdiği sayılacağından ürünlerdeki ayıbın kullanım amacı dışında kullanılmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, muayene ve ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilip getirilmediği üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ayıplı maldan dolayı uğranılan zarara ilişkin davada, mahkemece, TBK. mad. 219 vd. uyarınca davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığı, garanti süresi ve sorumluluk hususları, ayıbın niteliği, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı incelenip gerekirse yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Satış esnasında sunulan proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan ve eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dükkanda oluşan değer kaybının ve uğranılan kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkin davada, talep edilen hususların açık ayıp, gizli ayıp, eksik iş mi olduğunun; gizli ayıplar yönünden bu ayıpların kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu ya da oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki alıcının ne zaman fark edebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve ihbar tarihinin araştırılarak, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiği-Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, Yargıtay tarafından "nisbi metod" hesaplama yönteminin benimsenmekte olduğu ve buna göre "satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın satış bedeline yansıma miktarı"nın belirlenmesi gerektiği-
Asıl dava, satış bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine, birleşen dava ise, ayıplı mal tesliminden dolayı uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, icra takibine konu olan faturada gösterilen 14.700 kg malın da 1. partide ayıplı çıkan malın yerine tazmin amacıyla verildiğinin kabulü gerekip, asıl dava davacısı satıcı, icra takibinde konu yaptığı mal bedelini isteyemeyip birleşen davanın davalısı alıcısnın isenmalın muayene edilmesi için yaptığı olağan harcamaları satıcıdan isteyemeyeceği-
Ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan uyuşmazlıkta davalı tarafın, satış öncesinde davacıyı aracın hukuken ayıplı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamadığı, satışa konu aracın hukuki ayıplı olduğu bu nedenle ayıplar bilmese bile satıcının bundan sorumlu olduğu-
Dava konusu aracın halen davacının kullanımında olmasına rağmen, söz konusu araçla ilgili ceza yargılamasının devam ettiği, araç üzerindeki çalıntı şerhine yönelik tedbir kararı nedeniyle davacının araç üzerindeki tasarruf yetkisinin hukuki anlamda kısıtlandığı, davalının aracın kimliğinin değiştirilmesi(change) ve araç üzerindeki hak mahrumiyetine yönelik tedbir kararı nedeniyle kusursuz olarak hukuki sorumluluğunun bulunduğu, o halde; mahkemece dava konusu araç ile ilgili ceza yargılamasının da devam ettiği dikkate alınarak aracın kimliğinin değiştirilmesi (change) ve hak mahrumiyetine yönelik tedbir kararı nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu görülmekle; zapta ve ayıba karşı satıcının sorumluluğuna ilişkin hükümlerin ve taraf delillerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davaya konu 23.12.2007 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde hurda haline gelen sonrasında onarılan aracı, 06.11.2008 tarihli araç satım sözleşmesi ile dava dışı üçüncü kişiden satın alıp 24.05.2010 tarihli araç satım sözleşmesi ile davacıya satan ve ispat yükü üzerinde olan davalı–satıcının, satış öncesi aracın ayıplı olduğu konusunda alıcıyı bilgilendirdiğini veya alıcının bu hususu bildiğini ispatlayamadığından, lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi sorumlu olunacağı da göz önünde tutularak sorumlu tutulacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor