Davacının önceden H. olan adına Ada isminin eklenmesini istemesi ve H. adının iptali ile ilgili bir talebi olmaması karşısında, mahkemece davacının adının "H. Ada" olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, sadece "Ada" olarak değiştirilmesi yönünde karar verilemeyeceği-
Soyadının ya yalnız olarak veyahut "oğlu" ile birlikte kullanılacağı-
İsim değişikliğine ilişkin uyuşmazlığın, çekişmesiz yargı işi olup Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerekeceği-
Yargıtay uygulamalarında yasalara aykırı olmamak kaydıyla kişinin tanınıp bilindiği adını resmen taşıması da haklı neden olarak kabul edilmiş olup, duruşmada dinlenen tanık da davacının çevresinde ve aile arasında Larisa adı ile tanınıp bilindiğini, E. adını hiç kullanmadığını, evlenme ile Türk vatandaşlığına geçtiğinde bu adın kendisine verildiğini beyan etmiş olduğu durumda, davacı haklı nedeni kanıtladığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacının babası tarafından açılmış dava sonunda soyadının nüfus müdürlüğü tarafından değiştirilmiş olması halinde davacı tarafından açılmış bir davadan söz edilemeyeceği, idari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesinin, haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağı, 4721 sayılı Türk Medeni Yasası'nın 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın düzeltilmesinin haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebileceği-
Bir kimsenin ölümünden sonra adının değiştirilmesine olanak olmadığı- Davacının, baba adının düzeltilmesini istediği davada, çoğun içinde azı da vardır kuralı uyarınca düzeltme isteminin tespiti de kapsayacağı-
4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın düzeltilmesinin haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebileceğinden, somut olayda davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar ve özellikle tanık anlatımları, anılan Yasa maddesi hükmüne göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının adının istem ile düzeltilmesine hükmedilmesi gerekeceği-
Muris annesinin adının düzeltilmesi talebinde bulunan davacının istemiyle bir kimsenin ölümünden sonra adının değiştirilemeyeceği kabul edilse de "çoğun içinde az da vardır kuralı" gereği düzeltme isteminin tespiti de kapsayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı, yeni takılan soyadlarının Türk dilinden alınmasının zorunlu olduğu-
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceğinden bahsedilmiş ise de, davacının babası tarafından açılan dava ile davacının da dava açtığını ve soyadının değiştirildiğini kabul etmenin ‘hak arama özgürlüğü’ ilkesine tezat düşeceği ve davacının dava açma hakkının engellemesi sonucunu doğuracağı- Reşit olmayan çocuğun babasının değiştirdiği soyadını reşit olana kadar kullanması zorunlu ve reşit olmadan açılan dava, ancak reşit olana kadar onu bağlayacağına göre, reşit olduktan sonra şahsa sıkı sıkıya bağlı hakkını kullanabileceği ve soyadının değiştirilmesini isteyebileceği-