Mahkemenin davanın reddine dair karar gerekçesinin dayanağı yasa maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden soyadının ikinci kez düzeltilebileceği, bu nedenle mahkemenin davanın reddine dair gerekçesinin yerinde olmadığı- Soyadının iki kelimeden oluşacak şekilde değiştirilmesinin isabetsiz olduğu-
Irk, millet, aşiret veya kabile isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı ve yeniden takılamayacağı, ancak gerçek kişilerin ön adlarının verilmesinin düzenlendiği yasal mevzuat kapsamında ise söz konusu ismin (Kürdistan Toprak) tescilini ve kullanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığı ve bu hakkın kullanılmasını ortadan kaldıracak biçimde mahkemece mevcut ismin silinerek yerine isminin verilmesinin hukuken mümkün olmadığı-
Mahkemece ismi düzeltilmek istenenin Türk vatandaşlığından çıkarılması nedeniyle nüfus kaydının kapalı olduğu, bu nedenle nüfus kayıtları üzerinde herhangi bir işlem yapılamayacağından isim düzeltilmesine ilişkin davanın reddinin gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebileceği, Somut olayda davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar ve dosyada toplanan kanıtlar, anılan Yasa maddesi hükmüne göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının adının istem gibi düzeltilmesine hükmedilmesinin gerekeceği-
5490 s. Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi gereğince, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı-
Soyadının değiştirilmesi istenenin doğum tarihinde anne ve babası resmen evli olduğundan, çocuk, Türk Medeni Kanununun 321. maddesine göre ailenin diğer bir deyimle babanın soyadını almış olup böylece çocuk reşit oluncaya kadar veya baba Türk Medeni Kanununun 27.maddesindeki koşulları kanıtlayarak soyadını değiştirmedikçe soyadı değiştirme konusunun yasal olarak kapandığı-
Boşanma ilamı uyarınca babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle anne ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Boşanma ilamı uyarınca babasının çocukla kişisel ilişki tesis etme hakkı bulunması ve bu nedenle ana ve babanın ister istemez karşılaşması dikkate alındığında, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların hukuki bir dayanağı bulunmadığı gibi, soyadı değişikliğinin çocuğun evlilik içinde doğmakla kazandığı meşru statüye ve onun menfaatlerine zarar vereceği gerçeği karşısında, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7.maddesinde de “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, "Dizdar" olan soyadının “Dietz” olarak değiştirilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektireceği-