Dava konusu yer 2/B alanı ve maliki Hazine olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK.nun 984. maddesinde açıklanan zilyetliğin korunması davası niteliğinde olduğu, bu tür davalarda dava değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, mahkemece taraf delilleri toplanarak dava tarihi itibariyle üstün zilyetliğin hangi tarafta olduğu belirlenerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
El atmanın önlenmesi davasında eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuyla hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu taşınmaz 09.01.2009 tarihinde davacı adına müstakilen kaydedilmiş olup, öncesini teşkil eden kadastral 4088 parselde paydaş olduğu halde 23.12.2008 tarihine kadar uzunca bir süre davalının kullanımına bir ihtar çekerek veya ikazda bulunarak davalıyı uyarmadığı ve belirtilen tarihten önceki davalı kullanımının muvafakate dayalı olduğu gözetilerek, 23.12.2008 tarihinde hakkı olmayan yere tecavüz ettiğinden bahisle Cumhuriyet Savcılığına davacının müracaat tarihi başlangıç kabul edilerek dava tarihine kadar olan süre için belirlenecek ecrimisilin karar altına alınması gerektiği-
Davalının ihtarın tebliği tarihi ve ihtarda tanınan 30 günlük sürede gözetilerek dava tarihine kadar belirlenecek ecrimisilden sorumlu tutulması gerekeceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
E.tmanın önlenmesi isteği yanında ecrimisil istenildiği taktirde dava değerinin el atılan taşınmazın zemin değeri ile istenilen ecrimisil değerinin toplamından ibaret olacağı, bu nedenle mahkemece, sadece ecrimisil bedeli esas alınmak suretiyle karar ve ilam harcı alınmasının, elatmanın önlenmesi yönünden nispi harç alınmaksızın davanın ikamesinin ve yürütülmesinin yasal olarak olanaklı olmadığı-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri-
2 parça taşınmaza elatmamın önlenmesi, çatı kata yapılan bahçenin eski hale getirilmesi ve ecrimisil istekleri-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanması harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın MK.'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği- Her iki paydaşın da ayrı ayrı paydaşlardan pay satın aldıkları, kendilerinden önceki paydaşların taşınmazın kullanımı bakımından yapmış oldukları belirlemenin sonradan pay edinenleri bağlayabilmesi için TMK'nun 695. maddesi hükmü uyarınca belirlenen kullanım tarzının tapuya şerh verilmesinin gerekeceği, oysa, sicil kaydında bu yöne ilişkin bir şerhin bulunmadığı, çekişme sadece bu bölüme ilişkin bulunduğuna göre, TMK'nun 688 maddesi hükmü uyarınca birden çok kimsenin, maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına, belli paylarla malik olmalarının asıl olduğu- Mahkemece her iki tarafın da karşılıklı açmış oldukları davanın reddedilmiş olmasının çekişmeli yerin boş bırakılması neticesini doğuracağı, bunun da, mülkiyet hakkının takyidi ve çekişmenin ortada bırakılması sonucunu doğuracağı-