Davacının paydaş olduğu zamandan itibaren ve ayrıca son beş yıllık kullanımdan ötürü davalının ecrimisilden sorumlu tutulması gerekeceği-
Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre, her bir davalı yönünden; oturduğu kattaki daire ile bağlantılı olarak belirlenen ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesi ve yine her davalının, ayrı ayrı kullandığı yerin saptanan değeri ile orantılı yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekirken, davalıların birlikte ecrimisil, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmalarının doğru olmadığı-
Türk Medeni Kanunun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanan davaların aile mahkemesinde görülmeyip, genel mahkemelerde çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Davalının dava konusu parsele yansımayan kadastral parseldeki kayıt maliklerinden H.B.'ın yasal mirasçıları ile lehine satış vaadi sözleşmesi bulunan F. S.ile yaptığı kira sözleşmesinin veya harici satışın kayıt maliki paydaş davacılara karşı ileri sürülemeyeceği, davalının bundan kaynaklı kişisel hakkı var ise bu isteğin ayrı bir dava ile akitine yöneltebileceği-
Nitelendirilen elatmanın önlenmesi isteği bakımından çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davacı tarafından bir değer belirtilmediği gözetilmek suretiyle, davacıya çekişme konusu taşınmaz malın değerinin sorularak açıklattırılması, değere itiraz edilmesi halinde keşfen değerin saptanması, belirlenecek değer üzerinden nispi tarifeye göre harcın tamamlatılması, işin esasının incelenerek hükme bağlanması, gerektiğinde tespit edilecek değere göre görev hususunun değerlendirilmesi gerekeceği-
TMK'nun 683. ve devamı maddelerine göre; bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahip olup; malikin, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebileceği-
E.tmanın önlenmesi-
Davacı ile davalı arasında düzenlenen protokol iptal edilmedikçe sağladığı hakların korunması gerekecektir. Protokol gereği çekişmeli yerin işletme hakkı kendisine bırakılan davalının çekişmeli yeri diğer davalı şirkete kiraya vermek suretiyle tasarrufta bulunması, anılan protokolün davalıya sağlamış olduğu haktan kaynaklanmakta olup, tasarrufun haksız olduğu düşünülemez. Bu durumda, ecrimisilden davalıların sorumlu tutulmalarına olanak yoktur. Hal böyle olunca; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere, ecrimisilin hüküm altına alınmış olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-