Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlığın; Dava dilekçesinde gelir koruma sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemiyle açılan davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmiş olması karşısında, talep edilen tazminat miktarının belirlenebilir nitelikte olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının anılan tazminat yönünden belirsiz alacak davası olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı- Dava dilekçesinde gelir koruma sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemiyle açılan eldeki davada talep edilen tazminat tutarının davacı tarafından objektif anlamda belirlenebilir nitelikte olmadığı ve bu sebeple davacının, anılan tazminat talebi yönünden eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının olduğu- Davacının işsiz kaldığı süreyi ve brüt ücretini bilemeyeceğinin ileri sürülemeyeceği, zira işverenin her ay ücret pusulasının bir örneğini davacıya verdiğinin kabul edilmesi gerektiği, yine davacının işsiz kaldığı süreyi bildiği, davacının ücret bordrosundaki net ve brüt ücreti üzerinden yapabileceği basit bir hesapla altı aylık tazminat tutarının teminat limiti olan 4.500,00 TL'den yukarıda olduğunu bilebileceği, ayrıca sigortalı davacının poliçenin bir örneğini almadığına dair kabulün hayatın olağan akışına ve olaya ilişkin fiili karineye açıkça aykırı olduğu, bu sebeplerle belirsiz alacak davası açılamayacağı ve dolayısıyla koşulları oluşmadan belirsiz alacak davası olarak açılan eldeki davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, bu itibarla Özel Daire bozma kararının yerinde olduğundan direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-

1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ... 10. Tüketici Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, ...