Taraf sıfatı davada taraf olarak görülen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için yargılamanın her safhasında ileri sürülebilen bir itiraz olduğu ve mahkemece resen dikkate alınması gerektiği- Bir aracın maliki olmasa da araç üzerinde uzun süre ile fiili hakimiyeti bulunan ve ekonomik getirilerden yararlanan kişi (kiracı gibi) aracın işleteni olup aracın verdiği zararlardan sorumlu olduğu ve burada dikkat edilecek temel ölçüt "aracı uzun süre elinde bulundurma" olgusu olduğu-
Davalının davanın açıldığı tarihten sonra (dosya içinde bulunan veraset belgesine göre) öldüğü anlaşıldığından, ölenin mirasçılarına karşı davaya devam edilmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla davalının mirasçılarına usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak mirasçıların savunma ve delilleri toplanıp incelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı ... köyünün 6360 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak .......... Belediyesi ............. ilçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı ilçe belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince re'sen işlem yapılması için kararın bozulması gerekeceği-
İhalenin feshi isteminde bulunan şikayetçi borçlunun istinaf yargılaması aşamasında vefat ettiği, bölge adliye mahkemesince borçlunun mirasçıları davaya dahil edilmeden, ölü kişi hakkında hüküm kurulduğu görüldüğünden, bölge adliye mahkemesince borçlunun mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve ölü kişi hakkında hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Birleşen dosya davalısı karar tarihinden önce çıkarılan nüfus kaydına göre ............. tarihinde- vefat etmiş olup, kendisine Tebligat kanunu 21/2 maddesine göre tebligat yapılmış, mirasçıları davada yer almamış taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesis edilmiş olduğu görüldüğünden, mahkemece, anılan davalının dosya içerisine alınmış nüfus kaydına göre mirasçılarının hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanmaması amacıyla birleştirilen davada davalı sıfatıyla yer almalarının sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığının ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilmesi nedeniyle taraf sıfatının dava şartı olmayıp, itiraz olduğu- Bu durumda davanın esastan ret veya kabul edileceği- Sıfat bir itiraz olduğundan, hâkimin diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alacağı- Sıfatın, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husus olduğu- Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesinin zorunlu olduğu- Bu hususun mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gerektiği- Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanının Kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de olmayıp, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya 'mahkemece vakıf olunduğu takdirde' re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durum olduğu-
Dava tarihinde ergin olan davacı ...’in velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açmaları mümkün olmadığından ve dosyanın imha edilmesi nedeniyle davacıya gerekçeli kararın tebliğ edilip edilmediği denetlenemediğinden mirasın hükmen reddine ilişkin ............... tarihli kararın hükmü temyiz eden davacı yönünden kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle, davacı ...’in temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin .......... tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilmesigerekeceği- Hükmü temyiz eden davacı ...’in dava tarihinde ergin olması nedeniyle, velisi sıfatıyla anne ve babasının adına dava açması mümkün olmadığı halde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek ve bu hususunun aynı Kanun'un 114. maddesinde dava şartı olduğu gözetilmeksizin adı geçen davacı yönünden de mirasın reddinin tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı-
% 5 puanlık teşvik indiriminden yararlanma davasının, 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesi gereğince iş mahkemesinde görülmesi gerektiği- Ancak taraf sıfatının dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olması sebebiyle, Yargıtay bozma kararına uyulmakla bozma kararı lehine olan davalı Kurum yararına, taraf sıfatı yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğundan, Kuruma husumet yöneltilemeyeceği- Görev yönünden ise Özel Dairece yapılan temyiz incelemesinde görev konusu da değerlendirildiğinden  göreve ilişkin olarak da usuli kazanılmış hakkın oluşacağı-
Bir davanın esas yönden başarı ile sonuçlanabilmesi için; davada taraf durumunu alanların gerçekten davacı ve davalı sıfatını taşımalarının gerektiği ve bir kimsenin muayyen bir davada kendisine izafe edilen davacı ve davalı sıfatını haiz bulunup bulunmadığı konusu bir usul hukuku meselesi olmayıp; maddi hukuka göre tayin edilen ve dava konusu hakkın özüne ilişkin bir mesele olduğundan, sıfatın bulunmaması halinde davanın mahkemece esasına geçilmesi gerektiği- 442 sayılı Köy Kanunu'nun 10. maddesi gereğince; muhtar köyün başı ve Kanuna göre; köy işlerinde söz söylemek, emir vermek ve emrini yaptırmak muhtarın hakkı olmakla beraber, muhtar tüm bu işlemleri köy adına yapacağından şahsi kusuru dışındaki iş ve işlemlerden kaynaklanan davalar dışındaki davanın tüzel kişiliği bulunan köye yöneltilmesinin gerektiğinden; köy tüzel kişiliğine değil doğrudan köy muhtarına yöneltilen davanın husumet noktasından reddi yerine esasının incelenerek hüküm kurulması doğru olmadığı-
Köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına ait olduğu, köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki köy derneğinin seçeceği temsilcinin de bu yetkiyi kullanabileceği- Davaya konu taşınmaz Büyükşehir sınırları içerisinde olması sebebiyle, mahkemece davaya hem ilçe belediyesi hem de büyükşehir belediyesinin dahil edilerek görülmesi gerektiği-