İhale ile ücret belirlenmesi dışında davacının ücretinin arttırılacağına ilişkin iş sözleşmesi bulunmadığı- Davacıya önceki ihalenin bitim tarihi itibarıyla ödenmekte olan son ücret miktarının sonraki dönem için alt sınır kabul edilmesi ve yeni ihalede asgari ücretle bağlantıda daha düşük bir katsayı belirlendiğinden yeni ihale ile belirlenen ücretin de alt sınırın altına düşmemek kaydıyla fark ücret alacağının hesaplanması gerektiği- Ödenmesi gereken ücret miktarının her dönem için o döneme ait asgari ücret esas alınarak “brüt asgari ücret+asgari ücretin fazlası” şeklinde kabul edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu-
Davacının imzaladığı belgede bordrolardaki karmaşayı ortadan kaldırıp bordroları daha basit ve anlaşılır hâle getirmek amacıyla sosyal hak ve yardımların tek bir rakam altında toplanacağı, ikramiyenin ise on iki aya bölünerek ödeneceği belirtildiğinden, bu belgenin İş Kanunu m. 22 kapsamında sosyal hak ve yardımlar ile ücretin miktarı konusunda esaslı değişiklik içeren bir belge niteliğinde olmadığı, direnme kararının isabetli olduğu-
Toplu iş sözleşmesinden faydalanmaya başlayan ve toplam akçeli menfaatlerinde artış meydana gelen davacı işçinin çıplak ücretinin toplu iş sözleşmesi hükümleri ile düşürülüp düşürülemeyeceği ve davacı işçinin fark ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı- Davacının taraf sendikaya üye olup işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladıktan sonra toplu iş sözleşmesi hükümleri kapsamında günlük ücretinde (yevmiyesinde) düşüş olmuş ise de akçeli menfaatlerinde bir bütün olarak artış meydana gelmiş ve geliri yükselmiş olup davacının fark ücret alacağına hak kazanmayacağının kabul edilmesi gerektiği- Yararlılık ilkesinin, bireysel ve toplu iş sözleşmesindeki aynı amaca yönelik hükümlerinin gruplandırılarak yapılan bu karşılaştırma neticesinde işçinin bireysel iş sözleşmesine nazaran çok daha fazla avantajlı bir konuma geldiği- Objektiflik ölçütü açısından da işçi yararına bir sonucun gerçekleştiği açıkça görülmekle işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük çıplak ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığı- "Davacının ücretinin tek taraflı olarak düşürülemeyeceği, aksi durumun kabul edilmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 nci maddesine aykırı olacağı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davalı ........ Bakanlığı ile dava dışı alt işveren şirket arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesine göre çalışan davacının, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca sürekli işçi kadrosuna geçişi aşamasında işverenle imzaladığı iş sözleşmesinde "İşçinin aylık brüt ücreti Asgari Ücret + %40 fazlası TL'dir.” şeklindeki hükmün davacıya her dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceğini öngörüp öngörmediği; buradan varılacak sonuca göre 01.01.2019 tarihi itibariyle artan asgari ücretin %40 fazlası oranı üzerinden ücret tespiti ile bu ücrete Toplu İş Sözleşmesi zamları uygulanması gerekip gerekmediği ve bu kapsamda 2019 yılından itibaren Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan Toplu İş Sözleşmesi zamları uygulanarak ücreti ödenen davacının taleplerinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Belirsiz alacak davasında dava konusu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı taraf iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın dava dilekçesinde belirttiği miktarı arttırabileceğinden bozma kararı sonrasında da arttırım dilekçesi vererek tamamlama harcı yatırılmak suretiyle talebini arttırılabilmesi mümkün olduğu-
Davacı aleyhine değişiklik içermekte olan iş yönetmeliğinin davacı işçiyi bağlayıp bağlamadığı- İşyeri uygulamalarının yürürlükte bulunduğu dönemle sınırlı olmak üzere kapsam içi işçilerin işkolunda geçerli toplu iş sözleşmesinde düzenlenen ücret zammı oranlarının kapsam dışı personele uygulanması gerektiği-  İş sözleşmesi ile değişikliğe rıza gösterilmiş olan davacının yürürlükten kalkmış olan çalışma esaslarından kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağı talep hakkı bulunmadığı- "Davacının en son iş sözleşmesini imzaladığı tarihte henüz aleyhe olan yeni esasların yürürlükte bulunmadığı, imzalanan iş sözleşmesinde atıf yapılan eski esaslar olduğu, yeni düzenlemenin davacıya hangi tarihte tebliğ edildiğinin de belli olmadığı, iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte henüz yürürlükte olmayan değişikliğe davacının yazılı onay verdiğini söylemenin mümkün olmadığı, bu durumda davacının aleyhine olan yeni yönetmeliğe dayalı çalışma koşullarını kabul ettiğinden söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
İşçilerin servis güzergâhının değişikliği sebebiyle işe gitmemelerinin, işyerine ulaşım olanağının ortadan kalkmadığı dikkate alındığında fiili bir imkânsızlığın oluşmadığı, dolayısıyla sözleşmelerinin, çalışma koşullarının uygulanmaması sebebiyle işçiler tarafından işe gitmemek suretiyle eylemli fesih yoluyla sona erdirildiği, işverence devamsızlık tutanağı tutulan günlerde sözleşmeleri zaten sona ermiş olduğundan devamsızlık nedenine dayalı işveren feshinden söz edilemeyeceği, çalışma koşullarının işveren tarafından uygulanmaması sebebiyle işçiler tarafından yapılan eylemli feshin haklı nedene dayandığı anlaşılmakta ise de; haklı nedenle olsa dahi sözleşmesini sonlandıran tarafın ihbar tazminatı hakkı bulunmadığı-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacağının bulunup bulunmadığı hususundadır...
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesaplanması ve uygulanan faiz oranına ilişkindir...
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesaplanması ve uygulanan faiz oranına ilişkindir...