«Temyiz sürelerinin, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlayacağı» (HUMK. 432) hüküm altına alınmışsa da, bu madenin tamamen temyiz süresinin hangi tarihte başlayacağına ilişkin olduğu, nihai kararın tefhimi ile taraflar yönünden doğan temyiz hakkının varlığına etkili olmadığı- Tarafların boşanmaya dair kararın yüzlerine karşı tefhim edildiği tarihte verdikleri ve imzaları kabullerinde olan müşterek dilekçeleriyle, «haklarındaki boşanma kararını temyiz etmeyeceklerini» dair yaptıkları bildirimin kendilerini bağlayacağı-
Dinlenen tanık sözlerinde geçen olayın zamanının ve olaylardan sonraki tarafların tutum ve davranışlarının, taraflarla olan ilişkilerinin derecesinin, olayların ne şekilde ve nasıl başladığının ve benzer konuların tanıklardan etraflıca sorulması gerektiği–
Bir tarafın, karşı tarafın olurunu almadan, listesinde bildirdiği tanığın dinlenmesinden vazgeçebileceği–
Tanığın ifadesinin mahkemece etraflı bir şekilde alınması gerekeceği, tanığın sözlerinin «karakolda ve ağır ceza mahkemesindeki ifadele-rimi tekrar ederim» şeklinde tutanağa geçirilmekle yetinilemeyeceği–
Temyiz edene -posta giderlerindeki artış nedeniyle- noksan posta giderini tamamlanması için gönderilen bildiride belirtilen yedi günlük süreden sonra noksanlığın tamamlanması halinde, temyiz isteminden ilgilinin vazgeçmiş sayılacağı–
Tarafların tanık olarak göstermedikleri kişilerin sözlerine daya-nılarak hüküm verilemeyeceği–
Mahkeme kararının yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi halinde, temyiz istemini red etme yetkisinin, karar veren mahkemeye (veya dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi halinde, Yargıtay’a) ait olduğu–
İkinci tanık verme yasağının, kamu düzeni ile ilgili olduğu–
Diğer tarafa haber verilmeden tanık dinlenemeyeceği–
Temyiz davası da bir dava olduğundan, hüküm kesinleşinceye kadar davadan (temyizden), feragat edilebileceği–