Dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan sonradan delil gösterilmesi için ilgili kanun maddesinde belirtilen (HMK. 145) istinai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davacı vekilinin, ön inceleme aşamasından sonra bildirdiği tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığı- Mahkemece; davacı vekilince süresinde ileri sürülmeyen ve bildirilmeyen tanık beyanları hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usül ve yasaya aykırı olduğu-
Davalılar, dava konusu taşınmazların alacağa mahsuben alındığını beyan etmiş olup, İİK'nun 279/2 maddesi gereğince borca karşılık yapılan taşınmaz devrinin mutad ödeme vasıtası olarak kabul edilememesine göre tasarrufun iptaline ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davacının kendisinin ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz harç ve giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığından adli yardım talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- Temyiz dilekçesinin süresinde temyiz defterine kaydedildiği ancak davacı tarafından temyiz harç ve giderlerinin yatırılmadığı anlaşıldığından, temyiz harç ve giderlerinin bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi hâlde temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılacağı hususunun davacıya yazılı olarak bildirilmesi, verilen kesin süre içinde temyiz harç ve giderleri yatırılmadığı takdirde temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilerek davacıya tebliğ edilmesi, verilen kesin süre içinde temyiz harçlarının tamamlanması hâlinde, temyiz harçlarının tamamlanmaması sebebiyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen kararın, tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz edilmesi durumunda ise temyiz harç ve giderleri de yatırıldıktan sonra dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi gerektiği-
Temyiz başvurusu açısından temyiz dilekçesi ekinde sunulan belgeler kapsamında adli yardım talebi değerlendirildiğinde, yatırılması gereken temyiz harç ve giderlerinin yüklü bir miktar olmadığı da dikkate alındığında Kanun'da öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşılmakla adli yardım talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı adına taşınmaz bulunduğu, babasından dolayı ölüm aylığı aldığı ve düzenli bir gelirinin mevcut olduğu, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığı anlaşıldığından adli yardım talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından malî durumunu gösterir hiçbir belge sunulmadığı, kanun yoluna başvururken temyiz yoluna başvurma ve maktu temyiz karar harçları ile temyiz gider avansının yatırılması gerektiği, bunun ise yüklü bir miktar olmadığı, davacının kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken temyiz giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğunu ispatlayamadığı- "Davacının cezaevinde olduğu, mal varlıklarına el konulduğu, dava ve temyiz masraflarını ödeyecek durumda olmadığı, adli yardımdan faydalanması için belge ibraz etmesinin gerekmediği gerekçesiyle adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği" görüşünün kabul görmediği-
HGK. 20.12.2023 T. E: 12-606, K: 1281
İhtiyati hacze konu edilen değerler üzerinde borçlu ve üçüncü kişilerin mülkiyet hakkına ilişkin tasarruf yetkilerinin kısıtlanması sonucunu doğuracak taleplerin ileri sürülebilmesinin güçleştirilmesi ve ihtiyati haciz kararı uygulanmasından dolayı ileride bu kişiler yönünden oluşabilecek zararların telafi edilebilmesi amacıyla teminat şartının öngörüldüğü açık olduğundan söz konusu kuralın mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılması bakımından anayasal anlamda meşru bir amacının bulunmadığının söylenemeyeceği-2004 sayılı Kanun’un 15. maddesinde atıf yapılan 6100 sayılı Kanun’un 334. ila 340. maddelerinde düzenlenen adli yardım kurumu ile kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimselerin geçici hukuki korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilmelerinin mümkün olduğu anlaşıldığı ve nitekim 6100 sayılı Kanun’un 334. maddesinin gerekçesinde de ihtiyati haciz gibi geçici hukukî korumalarda istenilecek teminatlar bakımından adli yardım sayesinde tüm giderlerden geçici olarak muafiyet tanınması hususu ve ayrıca 6100 sayılı Kanun’un 335. maddesinde takip giderleri için teminat göstermekten muafiyetin adli yardım kapsamında olduğu açıkça hüküm altına alındığından itiraz konusu kuralla mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlamanın kişilere orantısız bir külfet getirmediği ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı-
HGK. 12.04.2023 T. E: 4-124, K: 315
HGK. 12.04.2023 T. E: 4-123, K: 314
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor