Dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının Yasa gereği mümkün olmadığı- Dava konusu yapılan kira kaybı yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ile belirlenebilecek nitelikte olduğundan ve davacı tarafından hakkı saklı tutularak dava açıldığından verilen kararın kesin olmadığı gibi mahkemece kararını kesin olarak verildiğinin belirtilmiş olmasının da kararın kesin olduğunu göstermeyeceği-
Değeri iki bin lira ile üç bin lira arasında olan tüketici uyuşmazlıkları için yasa gereğince öncelikle il tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılmasının zorunlu olduğu ve bu hususun yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı olduğu anlaşılmakla, hakem heyetine başvurmadan dava açılması nedeniyle, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Değeri 3.300,00 TL ve üzeri olan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, bu hususun dava şartı olup, tüketici mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerekeceği-
Davacının davayı açarken, vekalet görevini özenle yürütmesine rağmen haksız azil edildiğini iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250 TL 'nin tahsilini istediği ve "ilçe tüketici hakem heyetine başvurulmadan tüketici mahkemesinde dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine" karar verilen davada, taraflar arasında muarazadan dolayı alacağın varlığı belli olduğundan, "dava kısmi dava niteliğinde olduğundan ve davacı davayı açarken fazlaya dair haklarını saklı tuttuğundan" mahkemece, işin esasına girilmesi, vekalet ücretine yönelik olarak taraf ve Yargıtay denetimine uygun rapor alınması, belirlenecek miktara göre dava şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda bir karar vermesi gerektiği-
Davacı, davalı bankadan almış olduğu kredi borcunun ve nafaka borcunun, konulan bloke ile hesabından çekilmesine itiraz ettiği için bu davayı açmış olmasına rağmen, mahkemece, kullanılan kredi sebebiyle haksız alınan dosya masrafı, tahsis ücreti vs. ad altında alınan bedellerin iadesi istenildiği şeklinde yanılgıya düşülerek, bu hususun tüketici hakem heyetlerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle, dava şartı yokluğundan, davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının hesabından bu şekilde haksız çekildiği iddiası bulunan bedel dahi mahkemece henüz hesaplanmadığı, o halde, mahkemece, davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekeceği-
TGM-2014/2 sayılı tebliğ ile 1.1.2015 tarihinden itibaren İl tüketici hakem heyetleri için üst parasal sınır üçbin üçyüz liraya, ilçe tüketici hakem heyetlerinde ikibin ikiyüz liraya ve Büyük şehir statüsünde olan illerdeki il tüketici hakem heyetleri için parasal sınır ikibin ikiyüz Türk lirası ile Üçbin üçyüz Türk lirası olarak belirlendiği, bu hususun dava şartı olup, Tüketici Mahkemelerince re'sen dikkate alınması gerekeceği-
Davacı, 28.05.2014 tarihinden önce tüketici hakem heyetine başvurmuş ise de, tüketici hakem heyetinin karar tarihi olan 12.03.2014 tarihi itibariyle 2.973,80 TL nin tüketiciye iadesine ilişkin karar delil mahiyetinde olup, 28.05.2014 tarihinden sonra bu alacağın tahsili istemiyle tüketici hakem heyetine başvuru yapılmaksızın icra takibi yapılamayacağı gibi, tüketici mahkemesinde de dava açılamayacağı - Tüketici hakem heyetine başvuru yapılmaksızın icra takibi yapılması ve yapılan icra takibine itiraz edilmesi halinde de icra takibinin kendiliğinden duracağı- 28.05.2014 tarihinden önce tüketici hakem heyetince karar verilmiş olsa bile verilen karar delil mahiyetinde olduğundan, 28.05.2014 tarihinden sonra 2.973,80 TL alacak için yeniden tüketici hakem heyetine başvurulmasının zorunlu olacağı-
Yerel mahkemenin verdiği; 6360 sayılı kanunun 2. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyelerinin sınırlarının, il mülki sınır olarak kabul edildiği iller arasında Hatay ilinin bulunmadığından bahisle; tüketici hakem heyetine zorunlu başvuru sınırının tespitinde, ilçe tüketici hakem heyetleri için tespit edilen sınırın esas alınacağı ve buna göre dava tarihi itibariyle değeri iki bin iki yüz Türk Lirasının üstünde bulunan uyuşmazlıklarda mahkemenin görevli olacağının kabul edilerek, davanın esası hakkındaki hükmün yasanın hatalı yorumlanması olduğu; uyuşmazlığın tüketici mahkemesince çözümlenmesi gerektiği-