Tüketici hakem heyeti kararının delil niteliğinde olduğu, delil niteliğinde olan bir hakem kurulu kararının iptalinin istenilmesinde hukuki yarar bulunmadığı-
15. HD. 29.11.2016 T. E: 5247, K: 4904-
Gerçekte kesin olmayan bir karara ilişkin olarak mahkemece kararın kesin olduğunun yazılmasının, bu kararın temyizine ilişkin dilekçenin "kararın kesin olduğu gerekçesi" ile reddedilmesinin yok hükmünde olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı- Kayıp kaçak bedeli ile sayaç okuma bedeli alınmasının haksız şart olduğu iddiası ile açılan dava görülmekteyken, değişen 6446 sayılı kanunun 17/10. maddesine göre de mahkemelerin yetkisi, bu davaya konu edilen bedelleri belirleyen Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı hale gelmiş olup tarifeler içinde bulunan ve maliyet unsuru haline getirilen kayıp-kaçak bedeli gibi vs. bedellerin EPDK kararıyla abonelerden alınıp alınamayacağı konusundaki ihtilafın sonlandırılmış olduğu, davacı taleplerine göre bakılan davanın konusuz kaldığı , ancak davanın açılma tarihine göre hangi tarafın haklı olduğunun tespitinin yapılarak oluşacak sonuca göre yargılama giderleri hakkında buna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı kredinin kullanılması sırasında kendisinden tahsil edilen toplam 2.773,00 TL masrafa ilişkin talepte bulunmuş olup, mahkemece "takibin devamına" karar verilmiş olsa da uyuşmazlığa bakma görevinin hakem heyetine ait olduğu anlaşıldığından dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı-
İlçede ikamet eden davacı yönünden, dava tarihi (14.07. 2014) itibariyle asıl ve birleşen davada, dava edilen miktar yönünden ayrı ayrı olmak üzere uyuşmazlığa bakma görevinin tüketici hakem heyetine ait olduğunun anlaşıldığı- Her ne kadar, davacı dava açmadan önce ilçe hekem heyetine müracaat etmiş ise de; alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve dava tarihi itibariyle de 6502 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği anlaşıldığından, dava değerinin 6502 sayılı yasanın 68. maddesi gereğince Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- 
Büyük şehir statüsünde bulunan illerde iki bin iki yüz Türk Lirası ile üç bin üç yüz Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunlu olup bu husus dava şartı olduğundan, dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının 3180,00 TL' nin tahsili için Tüketici Mahkemesi' nde dava açtığı uyuşmazlıkta, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Yasa'nın 68. maddesine göre tüketici olan davacının, bu miktar için zorunlu olarak Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunması gerektiği; mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği-
Davacı asıl alacakla birlikte ferileri hakkında da borçlu bulunmadığının tespitini istediğinden miktarın kanundaki parasal sınırları geçtiği ve işin esasına girilerek bir hüküm tesisi gerektiği-
Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı' nca verilen kararın verildiği tarih itibariyle taraflar yönünden bağlayıcı olmadığı, sadece delil niteliğine haiz olduğu- Davacının ürün bedeli olan 2.104,88 TL' nın iadesi için Tüketici Mahkemesi' nde dava açtığı uyuşmazlıkta, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 Sayılı Yasa'nın 68. maddesine göre tüketici olan davacının, bu miktar için zorunlu olarak Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunması gerektiği; mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği-