Faturanın tebliği, alacağın muaccel hale geldiğini gösterirse de temerrüt için borçluya ihtarname tebliğinin zorunlu olduğu–
Davacı bankanın, İİK. 89/1 gereğince çıkarılan 1. haciz ihbarnamesine süresinde cevap vermeyerek olumsuz tespit davasının açılmasına neden olması halinde, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Çekin bir ödeme vasıtası olduğu (yani mevcut bir borcun sona erdirilmesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekeceği) ancak çek keşidecisinin bu karinenin aksini (yani; çeklerin teslim edilecek mallar için avans olarak verildiğini) isbat edebileceği–
Bir ödeme vasıtası olan çekin, bu amaç dışında -örneğin avans olarak, teminat olarak- verildiğinin yazılı delille ispat edilmesi gerekeceği–
Kredi sözleşmesinde davalı bankaya faiz oranının tek taraflı olarak arttırma yetkisinin verilebileceği ancak, davalı bankanın faiz oranını MK 2’de düzenlenen dürüstlük kurallarına aykırı düşmeyecek biçimde bu yetkisini kullanmak zorunda olduğu–
İcra mahkemelerinin -Anayasa’nın 152. maddesi anlamında- “mahkeme” olduğu- İİK. 89/III uyarınca genel mahkeme yerine yanlışlıkla icra mahkemesinde açılan menfi tesbit hakkında icra mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra, HUMK. 193’e (şimdi; HMK. mad. 20'ye) göre on gün (şimdi; iki hafta) içinde dosyanın genel mahkemeye gönderilmesi üzerine, davanın süresinde açılmış sayılacağı–
Bonoda tanzim tarihinin gerçeği yansıtmamasının, bononun geçerliliğine etkili olmayacağı–
Borçlu tarafından açılan olumsuz tesbit davasının, alacağın bağlı olduğu zamanaşımını keseceği–
Kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi» tebliğ edilen üçüncü kişi, takip alacaklısına karşı 15 gün içinde olumsuz tesbit davası açabileceği (bu süre geçtikten sonra açılan davanın ‘süre aşımı nedeniyle’ reddi gerekeceği)–
İmzalı boş kâğıdın anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının kural olarak ancak yazılı delille ispatlanabileceği fakat davalı-karşı davacı, «imzalı boş kâğıdın resmi dairelere verilecek dilekçelerde kullanılmak üzere şirketteki başka elemanlara verildiğini ve davacı tarafından yasaya aykırı olarak ele geçirildiğini» savunduğundan ve bu iddia, açıkça haksız fiil iddiası niteliğide olduğundan, her türlü delille ispatlanabileceği–