TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - C. Zamanaşımı > Madde 72 - I. Kural
Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasının yeterli olduğu, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulunun aranmadığı- Ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmadığı, kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı- Süresi içerisindeki zamanaşımı def'isine ilişkin değerlendirilme yapılmaksızın karar verilemeyeceği-
Failin öğrenilme tarihinden itibaren dava tarihine kadar (eBK. mad. 60) 1 yıllık süre geçmemiş olduğundan, işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mutlak nitelikteki uzun süreli zamanaşımının başlangıç tarihinin, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarih olduğu ve buna göre, tazminat istemi her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren on yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrayacağı, burada on yıllık sürenin başlangıç anının, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarih gibi objektif bir koşula bağlandığı- Elektrik çarpması nedeni ile uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkin davada, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihe (29/03/2006 ) göre, maddi tazminat istemine konu ek davanın, (sekiz yıllık) ceza zamanaşımı süresi içerisinde olmamakla birlikte, mutlak zamanaşımı süresi olan on yıllık süre dolmadan (09/06/2014) açıldığı, iki yıllık "kısa süreli zamanaşımının" başlaması için, zarar görenin, zarar ile birlikte zararın sorumlusunu (tazminat yükümlüsünü) da öğrenmesi gerektiği, bu koşullardan birinin gerçekleşmemesi hâlinde zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacağı; zarar ve tazminat sorumlusundan hangisi daha sonra öğrenilirse, zamanaşımı süresi son öğrenme gününden itibaren işlemeye başlayacağı- Davacı, tazminat yükümlüsünü olduğunu, Yargıtayın kısmi davaya ilişkin onama kararınının kendisine tebliğ edildiği tarihte öğrenmiş olduğundan ve ek davanın açıldığı tarih itibariyle, bu davalı yönünden iki yıllık kısa zamanaşımı süresinin henüz işlemeye başlamadığı görüldüğünden, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı Hazine vekili olsa da, memur olup, davacı ile arasında sözleşme ilişkisi bulunmaması karşısında, Avukatlık Kanunu mad. 40 uyarınca 1 yıllık zamanaşımının uygulanmayacağı- Davalı, davacı kurumun memuru olup dava, sözleşme ilişkisinden kaynaklanmadığından, memuriyet ilişkisi nedeni ile iddia edilen eylem görevi ihmal suçunu oluşturabileceğinden ceza zamanaşımının nazara alınması gerektiği- Zamanaşımının başlangıcı için dava açmaya yetkili amirin olur tarihi baz alınacağı-