İhtar kararında belirtilen iki ay içinde ihtar kararını alan eşin dilediği gün ortak konuta dönme hakkına sahip olduğu, başka bir deyişle o dönemde bu eşin haklı bir sebep olmaksızın aile birliği dışında yaşamış sayılmayacağı–
Evi terk etmiş olan eşe davet edilen eve dönmesi için yol (eve geliş ve dönüş) gideri ile makul seviyedeki konaklama giderini karşılayacak düzeyde para gönderilmesi gerekeceği–
Eve davet ihtarı çeken kocanın ihtarından sonra "eşine usulen davetiye gönderdiğini, eşi ile biraraya gelmek istemediğini" açıklamış olması halinde, ihtarında samimi sayılamayacağı (ve bu ihtara dayanılarak boşanmaya karar verilemeyeceği)–
Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi halinde, davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakimin, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerekeceğini ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyaracağı–
İlke olarak ihtar isteminde bulunan ve eşini eve davet eden kocanın bu suretle evlilik birliğini devam ettirmek istediğinde samimi olduğunun kabul edildiği, davalı kadının, ihtarın yapılmasından önceki olaylara dayanarak davete uymadığını ileri süremeyeceği, ancak somut olayda davacının başka bir kadınla evlilik dışı ilişki kurduğunun tanık beyanları ile sabit olduğu, davacı kocanın, ihtar isteğinden geriye doğru iki aylık süre içinde bu kadınla ilişkisini bitirdiğini ispat edemediği, bu durumda; ihtar geçerlik kazanamayacağı gibi, davacı kocanın iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, davalının haklı sebeple müşterek haneye dönmediğinin anlaşıldığı-
Terk nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için, davalının müş-terek evi haksız olarak terketmesinin değil, ihtara rağmen haklı bir sebep olmadan eve dönmemiş olmasının gerekli olduğu–
İhtarın geçerli olabilmesi için “ihtar isteğinden en az dört ay önce” -«bağımsız" ve “tarafların sosyal durumlarına uygun olarak döşenmiş şekilde”- temin edilmiş ve dört aylık ihtar süresi içinde de hazır bulundurulmasının zorunlu olduğu–
Eşler arasında, evlenme tarihinden itibaren -psikolojik nedenlerle de olsa- sağlıklı biçimde cinsel ilişkinin gerçekleşememesinin, evlilik birliğini temelinden sarsacağı (bu durumda taraflardan birine tam kusurun yüklenemeyeceği) ve bu nedenle boşanmaya karar verilmesi gerecekeği–