6102 s. TTK. mad. 5/3 uyarınca, dava tarihi itibariyle asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, davalı süresi içerisinde görev itirazında bulunmuş ise de, somut olayda uyuşmazlık, imar planı gereğince "Sanayi, Küçük Sanayi, Depolama Alanı" bölgesi olarak ayrılan bölümde davalı kooperatiflerin kullanımına ayrılan ve davacı TOKİ tarafından kamulaştırılan taşınmazların kamulaştırma bedeli ve diğer giderlerinin, taraflar arasında düzenlenen taahhütname ve protokoller ile davalılar tarafından karşılanacağının düzenlenmesine ve davaya konu taşınmazların kamulaştırılarak davalılara devredilmesine rağmen taşınmazların önceki maliklerinin açtıkları davalar neticesinde kamulaştırma bedellerinin arttırılmasına karar verilip bu bedellerin davacı tarafından ödenmek zorunda kalınmasına rağmen sözleşmeler gereği davalılar tarafından bu ve diğer masrafların karşılanmadığı iddiasıyla yapılan giderlerin davalılardan tahsili istemine ilişkin olduğundan, 1163 s. Kooperatifler Yasası hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulama yerinin bulunmadığı ve davanın Türk Ticaret Kanunu' nun 4. maddesinde sayılan ticari davalardan da olmadığında göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği-
Davacı ile davalı arasında imzalanan abonelik sözleşmesinde, "iş yerinde yapılacak su tüketimi"ne (şantiye) ilişkin olarak imzalandığı, ticaret sicil kayıtlarına göre aboneliğin imzalandığı tarihte davalı adına şirket kaydı bulunduğu ve bunun yanında diğer davalı şirketin de tacir olduğu göz önüne alındığında, her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşıldığından, kaçak su kullanımından kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde olduğunun kabulü gerektiği-
Davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile ve HMK. mad. 107'de göre belirsiz alacak davası olarak haksız olarak tahsil edilen ve bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olan kayıp kaçak bedeli alacağının her bir dönem için tahsilatın yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmakla, davaya konu edilen alacak miktarının davalı kurum bünyesinde bulunan belgelerle tespit edilebileceği açık olmakla davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında da bir isabetsizlik görülmediği-
6762 sayılı TTK'nın 690. maddesi yollamasıyla aynı Yasa'nın 590. maddesine dayalı alacak istemi-
Kredi kartı borcundan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibe yapılan itirazın iptali için açılan dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca uyuşmazlığı çözmeye görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu-
Davacı tarafından Belediyeden kiralanarak işletilen kafeteryaya ilişkin abonelik sözleşmesinden doğan fatura borcuna yönelik her iki tarafın da ticari işletmesine ilişkin davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu- Mahkemece; davanın "ticari dava" olarak kabulü ile öncelikle yargı yerinde ayrı asliye ticaret mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı asliye ticaret mahkemesi yoksa, davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılması ve HMK. mad. 297/1-a uyarınca da, kararın asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerektiği-
OHAL tazminatının ödenmesi istemine ilişkin dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 s. Kanun gereğince, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı ve bu nedenle, davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu-
Tacir olan taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu ve dava konusu tazminat talebinin davacı şirketin ticari işletmesinde meydana gelen elektrik kesintisi nedeniyle uğradığı zarara ilişkin olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde olduğu-
Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari davalardan olması nedeniyle ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği-  Kabul edilen miktarın açık bir şekilde belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratacak biçimde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Gerekçesiz karar yazılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- 4603 s. Kanunda Ziraat Bankası A.Ş, Halk Bankası A.Ş, Tasfiye Halinde Emlak Bankası A.Ş aleyhine açılan davalar bakımından harç muafiyeti getirildiğine ilişkin düzenleme bulunmadığı-
Davalı şirketin işyerinde tutulan kaçak tespit tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen kaçak su borcu ve bu tutanak sonrası davalı şirket adına resen düzenlenen abonelik sözleşmesine dayalı fatura borcundan kaynaklanan davada, her iki taraf da tacir olup uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemelerinin görevi içerisinde olduğu-