Miras bırakanın neredeyse mal varlığının tamamına yakınını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik ettiği saptanarak davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı- Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri taşınmazın tümünün değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değer olduğu-
Eldeki davada, mahkeme kararının davalı vekiline 12.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği ve istinaf süresi iki hafta olduğuna göre, istinaf süresinin 26.07.2017 günü tatil saatinde bittiği (UYAP sistemi üzerinden gece yarısı 00:00’a kadar), ancak 26.07.2017 gününün 2017 yılı R. B.ının ikinci gününe rastladığı, resmi tatil olduğu, o halde istinaf süresinin HMK’nın 93. maddesi uyarınca kendiliğinden 28.07.2018 gününe kadar uzadığı, davalı vekilinin istinaf dilekçesini süresi içerisinde verdiğinin anlaşıldığı-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu- Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemekte; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmekte olduğu- Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak "resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini" isteyebilecekleri-
Muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği- Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa ait olduğu- Hükmün gerekçesinde "temlikin bedelsiz olduğu" vurgulanmışsa da, muris muvazaasından söz edebilmek için bedelsizliğin yanında mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla temliki yapmasının da gerekli olduğu- Mirasbırakanın mal kaçırma amacı davacı tarafından usulünce kanıtlanmadığından, davanın reddi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade, olmadığı takdirde tenkis isteği- Elbirliği mülkiyetinin geçerli olduğu terekeye iade istekli davalarda terekeye temsilci atanması durumunda, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği ve davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı- Dava dışı mirasçının davaya muvafakat vermemesi nedeniyle mirasbırakanın terekesine atanan temsilcinin duruşmaya katıldığı, sonraki duruşmalara katılmadığı gibi mazeret de bildirmediği, ayrıca davayı takip eden avukata tereke temsilcisi sıfatıyla vekaletname de vermediği; temsilcinin katılmadığı duruşmalara gelen davalı vekilinin de HMK'nın 150/2. maddesi çerçevesinde, duruşmaya gelmeyen tarafın yokluğunda davaya devam edilmesi yönünde bir talepte bulunmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 150. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteği- Muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği- Mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya konulmadığı gibi dinlenen davacı tanıkları mirasbırakanın yokluk içinde öldüğünü, davalının alım gücü bulunduğunu bildirmiş olup  bu durumda, temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varıldığı- Salt bedeller arasındaki farkın muvazaanın kanıtı olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası açma hakkı, mirasbırakanın ölümüyle doğan bir hak olup, birleştirilen davada davacıların imzasını taşıyan “Muvafakatnamedir” başlıklı belgenin düzenlendiği tarih ve içeriği itibariyle mirasbırakanın henüz sağ olduğu ve birleştirilen davada davacıların mirasçı sıfatını kazanmadıkları, doğmamış bir haktan vazgeçilemeyeceği, muvazaa olgusu da hükmen kesinleştiğine göre birleştirilen davanın da kabulü gerektiği-
Mirasbırakanın vasiyetnanme ile davalıya kazandırma yaptığı, olayda çekişmeli taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredilmediği açık olup  vasiyetnamenin mutlak tenkise tabi olacağı gözetilerek tenkis hesabı yaptırılması, bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği--
Muris muvazası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği-Gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğinden, ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk bulunduğu- Mahkemece belirtilen ilke ve esaslar uyarınca araştırma yapılması, satışa dayanak vekaletnamenin dosya arasına alınması, miras bırakanın temlik tarihindeki tüm malvarlığının eksiksiz saptanması, terekenin tespitine ilişkin tereke dosyası ile taraflar arasında görülen dava dosyalarının getirtilerek titizlikle incelenmesi, anılan dava dosyaları eldeki dosya ile birlikte değerlendirilerek mirasbırakanın temlikteki iradesinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiiği-
Ehliyetsizlik iddiası yönünden araştırma yapılmadığı ve Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınmadan sonuca gidimesinin hatalı olduğu- Mirasbırakanların temlik tarihinde hukuki işlem ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması, mirasbırakanların ehliyetsiz olduğunun tespiti halinde tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi, mirasbırakanın ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise dayanılan diğer hukuki neden olan muris muvazaası iddiası bakımından inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği-