Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaa da miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği, bu durumda görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Miras bırakanın başkaca mal varlığının olup olmadığı üzerinde durulmadığı gibi akitlerdeki değerler ile temlik tarihindeki değerler keşfen saptanmamış miras bırakanın ekonomik durumu üzerinde durulmamış, mal satmaya ihtiyacı olup olmadığı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmediği-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaa da miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceği-
Mirastan feragat eden mirasçının tereke ile ilişkisinin tüm olarak kesilmiş sayılmayacağı- Miras açıldığında terekenin borcu alacaklılarından çok olupta miras alan bunu ödemeye yanaşmazsa, mirastan feragat eden kişinin ölümden önceki beş yıl içinde muristen feragatin ivazı olarak aldığı şeyi ve semeresinden elinde kalanı geri vermekle yükümlü olduğu- Öte yandan hakkında tenkis davası açıldığı zaman mirastan feragat eden mirasçı sözleşmeyle aldığını geri vererek terekenin taksimine iştirak edebileceği-
Muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davalarda dava değeri, taşınmaz ya da taşınmazların belirlenen değerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların, miras paylarına isabet eden değeri olduğu, davanın kabul edilmesi halinde, hüküm altına alınacak harcın bu değer üzerinden hesaplanması gerektiği gibi, davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinin de noksan harcın ikmal edilmesi durumunda bu değer üzerinden belirlenmesi gerektiği, somut olayda, dava konusu taşınmazların tarafların miras paylarına isabet eden keşfen belirlenen dava değeri üzerinden harcın tamamlandığı da gözetilerek; kabul kapsamına alınan taşınmazlar bakımından kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına, reddedilen bölüm bakımından da kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ayrı ayrı nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-