Somut olayda, ihalenin feshi şikayetinin ihale tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmadığı gerekçesi ile süreden reddine karar verilmiş ise de, ihalenin 05.07.2022 tarihinde yapıldığı, şikayet süresinin son günü olan 12.07.2022 tarihinin Kurban B.ının son gününe rastladığı, ihalenin feshi şikayetinin ise bayram tatilinin ertesi gününe isabet eden 13.07.2022’de yasal süresinde yapıldığı anlaşıldığından, ihalenin feshinin süresinde işlenmiş olduğunun kabulü gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal otuz günlük ödeme süresi dolmadan borçlunun temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceği-
Alacaklı ve alacaklı vekili Adana ilinde ikamet ettiğinden, tebliğ tarihi itibari ile 120 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereğince istinaf süreleri durmuş olup, alacaklı davalının istinaf dilekçesinin süresinde olduğu, bu nedenle alacaklı davalının istinaf sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu ................'ya ödeme emrinin 11.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 17.03.2016 tarihinde icra mahkemesinde borca itiraz ettiği, itiraz dilekçesinde usulsüz tebliğ şikâyetinin bulunmadığı görüldüğünden, 17.03.2016 tarihinde yapılan itiraz, 2004 sayılı Kanun'un 168 inci maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra olup, borca itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği, bu sürenin, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece re'sen gözetileceği-
Alacaklının istinaf süre tutum dilekçesinin süresinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının alacaklı vekiline ............ tarihinde tebliğ edildiği, 10 günlük gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmasının son günü olan .............. tarihinin Kurban B.ı'nın üçüncü gününe rastladığı, bu nedenle gerekçeli istinaf başvurusunun son gününün resmi tatil sonrası ilk iş gününe isabet eden .......... olduğu ve alacaklı tarafından ............ tarihinde verilen gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süresinde olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı gözetilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönünden yapılacak olan inceleme neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- HMK’nun 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf süre tutum dilekçesinin verildiği, ancak gerekçeli kararın tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süresinden sonra sunulduğu hallerde dahi, Bölge Adliye Mahkemesi’nce HMK’nun 342/2-e ve 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesi reddedilmeden, HMK’nun 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf istemi incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekip, istinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, kamu düzenine aykırılık bulunmadığının tespiti halinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu’ndaki süreler hakkında HMKda düzenlenen adli tatile ilişkin hükümler uygulanamayacağı için İİK. 269/a'da öngörülen ihtar müddetinin bitim tarihinin adli tatile denk gelmesi durumunda, ihtar müddeti adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılmayacağı, ödeme süresinin hesaplanmasında İİK’nın 19. maddesinin uygulanacağı- Alacaklı vekili, İİK’nın 269/a maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 30 günlük ödeme süresinin bitmesinden sonra ve ödeme süresinin bitimini takip eden 6 ay içinde tahliye talep etmiş olduğundan mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İcra ve İflas Kanunu’ndaki süreler hakkında HMK’nın 102 ila 104. maddelerinde düzenlenen adli tatile ilişkin hükümler uygulanamayacağı- İİK’nın 269/a maddesinde öngörülen ihtar müddetinin bitim tarihinin adli tatile denk gelmesi durumunda, ihtar müddeti adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılmayacağı, ödeme süresinin hesaplanmasında İİK’nın 19. madde hükmü uygulanacağı- Alacaklı vekili, İİK. 269/a uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 30 günlük ödeme süresinin bitmesinden sonra ve ödeme süresinin bitimini takip eden 6 ay içinde tahliye talep etmiş olduğundan mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Dosya kapsamında Av..........’ın istifa ettiğine veya azledildiğine ilişkin bilgi bulunmadığı, karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının şikâyetçi vekili Av......’a tebliğine ilişkin e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; "Tarih ................... Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, .............. Tebligat alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, ....... Tebligat alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı" şeklinde açıklamalarının yer aldığının görüldüğü, Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek .............. tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından bozma kararının ............. tarihinde şikâyetçi vekiline tebliğ edildiği, 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün cumartesi günü ............ tarihine rastladığı, resmi tatil olması sebebiyle İİK'nin 19. maddesinin 3. fıkrası gereğince müddetin .............. tarihinde biteceği, karar düzeltme isteminin ise yasal 10 günlük süreden sonra .......... tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekeceği-
İİK. mad. 284 uyarınca iptal davasının tasarrufun vukuu bulduğu tarihten itibaren beş yıl içinde açılması gerektiği- Yıl olarak belirlenen sürenin, başladığı güne yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biteceği öngörüldüğünden (HMK. mad. 92), iptali istenilen tasarruf 26.04.2011 tarihinde gerçekleşen uyuşmazlıkta, 26.4.2016 tarihinde açılan davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiği- İİK. mad. 280/1, son cümle uyarınca, “işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yolu ile takipte bulunulmuş olması “ öngörüldüğünden ve tasarruf tarihi 26.04.2011, takip tarihe ise 31.10.2011 olduğundan, bu maddenin de uygulama olanağı bulunmadığı ve davanın diğer koşullarının değerlendirilmesi gerektiği-
Elektronik tebligatta tebellüğ tarihinin, elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih olmayıp, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olacağı- Elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı- 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün Kurban B.ı'nın dördüncü günü olan 14.08.2019 tarihine rastladığından, resmi tatil olması sebebiyle İİK. mad. 19/3 gereğince müddetin 15.08.2019 tarihinde biteceği-