İvazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunması yanında aralarındaki ticari ilişki nedeniyle 3. kişi konumundaki davalının, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun anlaşıldığı-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunmaması ve davalılar arasında akrabalık bağı olmaması nedeniyle 6183 s. K. mad. 27, 28, 29  gereğince dava konusu tasarruf iptale tabi değil ise de, davacı vekili davalı borçlu ile 3. kişi arasında para alışverişi olduğunu belirttiğinden, davacı vekiline bu konudaki delillerini sunması için süre verilmesi, gerektiğinden davalıların banka hesap hareketleri istenerek aralarında dava konusu taşınmazın alımı dışında ticari ilişkileri bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla anılan tasarrufun 6183 s. K. mad. 30 kapsamında iptale tabi olup olmadığının tespiti; iptale tabi olması halinde aynı Yasanın 31 maddesi gereğince davalı 3. kişinin sorumluluğu yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı 3.kişi, borçlunun kuzeni olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu taşınmaza ilişkin tasarrufun İİK 280/1. madde gereğince iptale tabi olduğu- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarrufun  tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden hesaplama yapılacağı-
İvazlar arasında fahiş fark bulunması yanında davalı üçüncü kişinin borçlunun yeğeni olması, diğer davalıların ise, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden oldukları anlaşıldığından, tasarrufların iptaline karar verilmesi gerektiği- Dördüncü kişi konumunda olan davalı yönünden tasarrufun iptali için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, aksi halde, üçüncü kişi yönünden davanın tazminata dönüştüğünün kabulü ile sözü edilen taşınmazın davalı üçüncü kişinin elinden çıkarıldığı tarihteki gerçek değerinin davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalı üçüncü kişiden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ile eşi arasındaki tasarrufun iptale tabi olduğu- İptal kararının davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak verilmesi gerekirken davacının asıl alacağı ile sınırlı olarak iptal kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Borçlu ile kardeşi arasındaki tasarrufun iptale tabi olduğu-  Elbirliği halindeki taşınmaz davalı-borçlu ve davalı- üçüncü kişiye ait iken, borçlu yasal payını davalıya satmış olduğundan, mahkemece borçlu davalının yasal payının belirlenerek bu payı oranında tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken taşınmazın tamamının borçlu davalı tarafından satıldığı kabul edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davalının, borçlunun annesi olduğu, İİK.nin 278/III-1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu- Borçlunun annesinin, oğlunun, alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK. mad. 280/I-II)-
Davalının, borçlunun karısı olduğu, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptalinin gerekeceği-
Davalıların banka vasıtası ile yaptıkları harici ödemeler dahil edildiğinde, bu davalıların satın aldıkları taşınmaz yönünden ivazlar arasında fahiş fark oluşmadığı ayrıca adı geçen davalıların borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduklarının kanıtlanamadığı anlaşıldığından bu davalılar yönünden tasarrufun iptali davasının reddi gerektiği- İcra dosyasında yapılan araştırmalara verilen cevaplardan borçluların borcuna yetecek haczi kabil mal varlıklarının olmaması nedeniyle haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunduğu ve gerçek bedelin ödendiğinin kanıtlanamaması yanında taşınmazları borçlu davalılardan satın alan ve 3. kişi konumunda olan bir kısım davalılar ile  borçlu davalılar arasında akrabalık ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından tasarrufun iptali gerektiği- Davalı borçlu kendisine ait taşınmaz hissesini, davalı 3. kişiye, 3. kişi de 4. kişiye satmış olup, davalı  4 kişi, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olmadığından hakkındaki davanın reddine, 3. kişi davalı ise, borçlu davalının dayısı olduğundan, İİK. mad. 280/1-2 uyarınca hakkındaki davanın kabulü ile davalı 3. kişinin İİK. mad. 283/II uyarınca taşınmazı elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında, davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiği- Borçlu tarafından 3. kişilere satışan taşınmaz hisselerinin, şufa hakkının kullanılması nedeniyle davalı 3. kişilerin elinden çıkmış olması halinde, davalı 3. kişilerin şufa nedeniyle aldıkları bedel oranında ve davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere tazminata mahkum edilmeleri gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücretinin dava konusu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerektiği- Davaya konu birden fazla tasarruf bulunması, ayrı ayrı taşınmazların satılmış olması ve davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığının da bulunmaması halinde ise, her bir tasarruf için vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği- 
Davalının borçlunun oğlu olduğu, İİK'nın 278/III-1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu-