Yapılan hacizlerden borçlunun haczi kabil malı bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, borçlu adına kayıtlı 2 araç üzerine konulan hacizler yönünen, öncelikle bu araçların trafik kayıtları ve kasko değerleri istenerek davacının önünden başka haciz veya rehin bulunup bulunmadığı, araçların değeri göz önünde bulundurularak borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı belirlenerek borçlunun aciz halinde olup olmadığı belirlenerek aciz halinde olmadığı belirlendiği takdirde dava koşulu yokluğundan reddi ile davalılar yararına tek maktu vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği- Borçlu ile davalı üçüncü kişinin, aynı köy nüfusuna kayıtlı olmaları, borçlu ve davalı üçüncü kişinin Anamur'da aynı işkolunda çalışmaları ve i haciz tutanağı ve içeriğindeki beyanlardan anılan aracın borçlu tarafından kullanılması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığında davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle anılan tasarrufun İİK. mad. 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu- borçlu ile davalı şirket arasındaki işyeri devrinin İİK 280/3 maddeler gereğince ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle iptale tabi olduğu, davalı 3.kişi şirket ortaklarının, borçlunun kardeşi ve sigortalı işçisi olması nedeniyle borçlunun ticari faaliyetlerini kardeşi ve işçisi adına aldığı şirket üzerinden devam ettiğinin anlaşılması nedeniyle anılan işyeri devrinin muvazaalı olması nedeniyle işletme devri niteliğindeki tasarrufun da davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği- Dava konusu ev eşyalarının boşanma nedeniyle borçlu tarafından eşine devrine ilişkin tasarruf yönünden öncelikle İİK. mad. 282 gereğince borçlu ile lehine tasarrufta bulunduğu eşi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan dava dilekçesinin borçlunun eşine de tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, boşanma protokolü gereğince devredilen ev eşyaları yönünden değerlendirmenin İİK mad. 278/3-1 ve 280/1 gereğince yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Haciz tutanağı ile tasarruflar arasında iki yıllık süre geçmediğinden borçlunun davalı oğullarına yaptığı dava konusu tasarrufların İİK 278/3-1.maddesi gereğince, yine davalıların borçlunun oğulları ve diğer davalının da borçlunun köylüsü olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olmaları nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğu-
Ödeme makbuzunun bedele eklenmesi suretiyle yapılan karşılaştırmada, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark olmadığı, davalılar arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın da ispat edilemediği, açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verileceği-
Borçlu ile kızı arasındaki tasarrufların, İİK'. mad. 278/III-1 uyarıınca bağışlama hükmünde olduğundan iptale tabi olduğu ve aynı zamanda borçlunun kızının borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun İİK. mad. 280/I-II uyarınca iptali gerekeceği- 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği-
Kardeş olmaları nedeniyle davalının borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun kabulü ile tasarrufun iptaline karar verileceği-
İİK'nun 278/2. maddesinde aktin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitlerin bağışlama hükmünde sayılacağı ve iptale tabi olduğu,taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında bir misli ve daha fazla farkın fahiş olarak kabul edileceği bu durumda 3.kişinin iyi niyeti ya da borçlunun alacaklısından mal kaçırmak kastıyla hareket ettiği konusunu bilip bilmemesinin önem arz etmediği- Tasarrufun iptali davalarında karar harcının, tasarrufa konu malın gerçek değeri ile davacının alacak miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden hesaplanması gerektiği-
Davalıların akraba olması ve aynı şirkette ortak olmaları nedeniyle tasarrufun iptaline karar verileceği-
Davalı borçlu ile eşi arasındaki tasarrufun tarafların karı koca ve diğer davalılar ile borçlunun arasında yakın akrabalık ilişkisi olduğu gözönüne alınarak yapılan tasarrufun iptaline karar verileceği-
Taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması ve, davalı 3. kişinin tapudaki satış bedeli dışında ödeme yaptığını ispatlayamaması halinde bu tasarrufun İİK. mad. 278/3-2 uyarınca iptale tabi olduğu- Bedel farkı veya kısa aralıkla satışın davalı 4.kişi yönünden iptal sebebi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davalı 4. kişi yönünden iptal kararı verilebilmesi için davalının kötüniyetli olduğunun davacı yanca ispatlanması gerekeceği-
İİK'nın 278/III-2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu- Edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği- Davalının satıştan önce borçluyu tanıyıp aynı taşınmazla ilgili alım-satım işlemi yapması ve diğer davalının da kendi beyanına göre berberi olan borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceği (İİK. mad. 280/I)-