R.i taksim sonucu kendisine verilen hisseyi kardeşine satan borçlunun bu tasarrufunun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK 278/3-1 madde gereğince iptale tabi olduğu; dava konusu hisse satışının davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu tasarruflar ilk borcun doğum tarihinden sonra yapılmış olup, bu tasarruflar ile geçici aciz belgesi arasında iki yıllık sürenin geçmemiş olduğu görüldüğünden tasarrufların iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Tasarrufun iptali davasına, itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunduğu, davalının borçlunun annesi, diğer davalının ise borçlunun eniştesi olması nedeniyle takip konusu borcu bilebilecek durumda oldukları, satışların muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik yapıldığı-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişinin tapudaki satış bedeli dışında yaptığı ödemeyi ispatlamış olduğu görüldüğünden tasarrufun İİK. mad. 278 uyarınca iptal edilemeyeceği- Davalı 3. kişinin borçlunun yazlık komşusu olduğu, dava konusu taşınmaza bitişik eşine ait başka bir taşınmaz bulunduğu ve dava konusu taşınmazın bulunduğu sitede yöneticilik yaptığı anlaşıldığından, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olup olmadığı dolayısıyla dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde kapsamında iptale tabi olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Davalının (borçlunun yeğeninin), borçlu ile akrabalık ve yakınlığından dolayı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu-
Dava konusu taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olduğunun kabulü gerekirse de taşınmaz üzerinde ipotek olması durumunda, ipotek bedelinin de satış bedeline eklenmesi gerekeceği, bununla birlikte davalıların borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduklarına dair yeterli kanıt bulunamadığı, ayrıca satışın kısa aralıklarla olduğu diğer delillerle de desteklenmediği takdirde satış değerindeki fahiş farkın tek başına kötü niyet karinesi kabul edilemeyeceği-
Borçlunun kardeşi ile yapığı tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu- Mahkemece alacağı tahsil yetkisi verilmekle yetinilmesi yerine "tapunun iptali"ne dair hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davalının, borçlunun baldızı olduğu, bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu; bu tasarrufun İİK. mad. 280/1-2 uyarınca da iptale tabi olduğu-
Davacı 3.kişi ile borçlu şirket temsilcisinin karı-koca olduğu, takibe konu borcun dayanağı çekin tarihinin, satış işleminden çok kısa süre önce olduğu, aracın gerçek değerinden çok daha düşük bir rakama yapılan satışının, muvazaalı ve alacaklılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığının kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Kardeş olan davalı borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun İİK. mad. 278/3-1 ve 280/1 gereğince iptale tabi olduğu- Tasarrufun iptali davalarında harç ve vekalet ücretinin takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak, düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanacağı-