Davalının, borçlunun kardeşi olduğu, bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığı ve iptale tabi olduğu; bununla birlikte davalının, kardeşi olan borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu-
Dava konusu taşınmazların gerçek değeri ile tapuda yazılı satış bedelleri arasında bir mislini aşan fahiş fark olup olmadığının saptanması amacı ile taşınmazlar üzerinde uzman bilirkişiler ile keşif yapılarak gerçek değerlerinin belirleneceği, yine davalılar arasında akrabalık, komşuluk, ticari ilişki gibi bir yakınlık olup olmadığının araştırılacağı, davalının dava konusu taşınmazı borçlu davalıdan satın almış olduğundan bu davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının yanlış olduğunun göz önünde tutulacağı, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif payına ilişkin tasarrufun iptali davasının, davalıların baba oğul olması nedeniyle kabulü, araç satışına ilişkin tasarrufun iptali davasının ise satılan aracın borçlu ile ilgisinin bulunmaması nedeniyle reddi gerekeceği-
Borçlu ile 3. kişinin kardeş olduğu, kardeşler arasında yapılan ivazlı ya da ivazsız tasarrufların bağışlama hükmünde sayılacağı-
6183 s. K. mad. 24 vd. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olduğu belirtilmiş ise de, davalı tarafından taşınmazın bedeli olarak borçlu davalıya banka yolu ile kalan miktarın ödendiği, bu miktarın eklenmesi ile ivazlar arasında fahiş fark olmadığı ve davalı üçüncü kişinin borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun da kanıtlanamadığı görüldüğünden, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Rızai taksim sonucu kendisine verilen hisseyi kardeşine satan borçlunun bu tasarrufunun iyiniyet ve bedel farkına bakılmaksızın İİK 278/3-1 madde gereğince iptale tabi olduğu; dava konusu hisse satışının davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu tasarruflar ilk borcun doğum tarihinden sonra yapılmış olup, bu tasarruflar ile geçici aciz belgesi arasında iki yıllık sürenin geçmemiş olduğu görüldüğünden tasarrufların iptali davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Tasarrufun iptali davasına, itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunmadığı, davalı 3.kişinin tapudaki satış bedeli dışında yaptığı ödemeyi ispatlamış olduğu görüldüğünden tasarrufun İİK. mad. 278 uyarınca iptal edilemeyeceği- Davalı 3. kişinin borçlunun yazlık komşusu olduğu, dava konusu taşınmaza bitişik eşine ait başka bir taşınmaz bulunduğu ve dava konusu taşınmazın bulunduğu sitede yöneticilik yaptığı anlaşıldığından, borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olup olmadığı dolayısıyla dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde kapsamında iptale tabi olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında misli fark bulunduğu, davalının borçlunun annesi, diğer davalının ise borçlunun eniştesi olması nedeniyle takip konusu borcu bilebilecek durumda oldukları, satışların muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırma amacına yönelik yapıldığı-
Davalının (borçlunun yeğeninin), borçlu ile akrabalık ve yakınlığından dolayı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu-