Mahkemece, işyeri hekimliği, işgücü sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman olan bir kardiyoloğun da yer alacağı bilirkişi heyetinden kanunda belirtilen ilkeler çerçevesinde ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken ilgili mevzuat hükümleri de incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle, ölen işçinin işyerinde çalışma şartlarının kalp krizini tetikleyip tetiklemeyeceğinin belirlendiği ve iş kazası ile işverenin eylemi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, illiyet bulunuyorsa kalp krizinin oluşumunda işverenin kusurunun bulunup bulunmadığının saptandığı, kusuru mevcut ise kusurunun ağırlığının değerlendirildiği kusur raporu alınarak, dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Sürekli iş göremezlik oranı tespit edilirken uygulamada yeksenaklığın oluşturulabilmesi amacıyla 4. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış kararlarında; kaza tarihine göre 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ilâ 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ilâ 01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 ilâ 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik ve 20.02.2019 tarihinden sonra ise Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca sağlık kurulu raporu düzenlenmesinin gerekli olduğu-
Önemli ölçüde tehlike arz eden elektrik dağıtım tesislerinin faaliyetinden dolayı gerçekleşen yaralanma nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi- Davalı şirket, trafo bakım işini dava dışı alt yükleniciye vermesi nedeniyle tazminattan sorumlu olmadığını savunmuş ise de alt yüklenici ile olan sözleşmesel ilişkinin davacıyı bağlamayacağı, davacının maluliyet oranı ile ilgili raporlar örtüştüğünden itirazın yersiz olduğu, davacının trafoya kapı çerçevelerini kırarak girdiğine ilişkin kesinleşen ceza mahkemesi kararında bir hüküm bulunmadığı, dosya içerisinde mevcut Başsavcılık tarafından aldırılan bilirkişi raporunda davacının elektrik akımına çarpılarak yaralanması olayında davalı işletme müdürünün asli kusurlu, davacının tali kusurlu olduğu yönünde görüş belirtilmekle hukuk ve ceza raporlarının birbirini teyit ettiği, takdir olunan 30.000,00 TL manevi tazminatın da dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu-
Maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden davacı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplanması gerekirken toplam tazminat miktarı üzerinden vekalet ücreti hesaplanmasının isabetli görülmediği ve davalıların tazminattan müşterek müteselsilen sorumlu olması gerektiği-
Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Facebook" isimli sosyal paylaşım sitesinde "...." isimli kullanıcının sayfasında davacı hakkında "Polisleri tutuklayan hakimin skandal facebook mesajları" "Başbakanı seviyorsam ne olmuş" şeklinde yapılan hukuka aykırı paylaşımlar nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiası ile manevi tazminat istemi- Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak, www.facebook.com/o... isimli sayfanın içerik sağlayıcısının kim ya da kimler olduğunun araştırılmasının talep edildiği bu doğrultuda müzekkere düzenlenerek davacı tarafa tercümesi ve diğer eksiklikler için kesin süre verildiği ancak kesin süreye rağmen davacı tarafça müzekkerenin tercümesinin yaptırılmadığı ve diğer eksikliklerin giderilmediği, bu hali ile “facebook.com/...” isimli sayfanın içerik sağlayıcısının kim ya da kimler olduğunun ispatlanamadığı-
Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yardım gönüllülerini taşıyan Mavi Marmara isimli gemide yolcu olarak bulunan davacının İsrail Devleti silahlı güçleri tarafından uygulanan saldırı nedeniyle yaralandığı, kötü muameleye ve psikolojik işkenceye maruz kaldığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebi-
Bozma kararı kapsamında kesinleşmiş yönlere ilişkin olup kesinleşen yönlere dair yeniden bir karar verilmesi mümkün olmadığı-
İstinaf dilekçesinin reddi başlıklı 6100 sayılı Kanun'un 346 ncı maddesi'nde, miktar yönünden kesin karara istinaf dilekçesinin reddi kararının İlk Derece Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu düzenlendiğinden, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesi uyarınca usulden reddi kararının doğru olmadığı- Davada marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talep edildiğinden, aleyhine karar verilen davalının tazminata ilişkin istinaf isteminin değerlendirilmesi bakımından, tecavüzün tespiti ile maddi tazminat istemi arasında bağlılık ilişkisi bulunduğu gözetilerek davalının tüm istinaf isteminin incelenmesi gerekeceği, dolayısıyla 6100 sayılı Kanun'un 346 ncı maddesi uyarınca dosyanın tekrar İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi sonuca etkili olmayıp usul ekonomisine de aykırı olduğu ve zaten İlk Derce Mahkemesince istinaf incelemesi için gönderilmiş olduğundan davalının maddi tazminat istemi yönünden de istinaf yoluna başvuruda bulunabileceğine göre Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun da incelenmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekeceği-
İzinsiz çıkartılan maden bedelinin tahsili istemi-