Bozma uyarınca İtiraz Hakem Heyetince bozmaya uygun olarak esas hakkında uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda; Daire bozmasından sonra İtiraz Hakem Heyeti tarafından bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek ve infaza elverişli yeni bir hüküm oluşturulması gerekirken ''davalının itirazının reddine" şeklinde karar verilmekle yetinilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Dava dilekçesi tebliğ edilmeyen, savunması alınmayan davalının tazminattan sorumlu tutulmasının hatalı olduğu, mahkemece yapılması gerekenin, davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi, davacı kurumu zarara uğratan hayvanların kime ait olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması, sonuçta davada husumet yöneltilecek pasif dava ehliyetine sahip ..............'ın belirlenerek, tahsilde tekerrüre neden olmayacak şekilde diğer davalılar ile birlikte tazminattan müştereken sorumluluğuna karar vermek olduğu-
Dairenin 30.03.2023 tarihli kararında sovtajın kimde kalacağı yönünden davacının açık beyanı alınarak, hurda çekme belgesi sunulup sunulmayacağı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına, davacı vekilinin bozma kararında sonra dosyaya sunduğu beyan dilekçesi ile sovtajın davacıda kalması gerektiğini belirtmesine ve ayrıca ıslah taleplerini de buna göre yaparak sovtaj bedelinin çıkarılması ile kalan bakiye 125.000,00 TL üzerinden talepte bulunmalarına, bu şekilde sovtajın kendilerinde kalması yönünde iradelerini ortaya koymalarına rağmen, İtiraz Hakem Heyetince 125.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, aracın hurda hali ile sigorta şirketine bırakılmasına dair hüküm kurulması hatalı olup
Tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Uyuşmazlık, davalıların haksız fiil nedeniyle oluşan kurum zararının tazmini tazmini talebine ilişkindir...
Davaya konu kazada davacının yaralanması nedeniyle iş kazasına dayalı herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı, olayın iş kazası olarak kabul edilmiş olması hâlinde davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılan ödemenin miktarı ve niteliği (iş kazası sigorta kolundan olup olmadığı) ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu, rücuya tabi olup olmadığı hususlarının SGK’dan sorulması, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi, rücuya tabi ödeme bulunması hâlinde ilk peşin sermaye değeri tutarlarının indirilmesiyle tazminatın hesaplanması için ek rapor alınması ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- İtiraz Hakem Heyetince; aracın tescil bilgilerine göre kullanım amacının hususi olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığı- 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Mahkemece, öncelikle Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ve ilgili diğer kurumlardan davalının sahadaki faaliyetlerinin talebe konu tarihler itibariyle devam edip etmediği de araştırılmak suretiyle, davalıca dosyaya ibraz edilen diğer bilgi ve belgeler tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilerek, davalı .............. Nakliyet Madencilik Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin talep tarihi itibariyle davaya konu alanda faaliyetlerine devam edip etmediği araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 2017 yılı verilerine ve TRH 2010 Yaşam Tablosu ile progresif rant yöntemine göre davacıların zararını belirleyen bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiği, ancak davacılar vekili tarafından hesap raporunun hatalı düzenlenmiş olduğu ileri sürülerek aşamalarda istinaf ve temyiz yoluna başvurulduğu; Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın da davacılar yararına bozulduğu, şu durumda Bölge Adliye Mahkemesince davacıların zararının güncel asgari ücret verileri esas alınarak belirlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesinin temyize konu kararının hüküm fıkrasının (3-II-e) bendinde, davacılardan .......... lehine hükmedilen vekalet ücretinde bu yöne ilişkin istinaf itirazı olmaması ve davacının tazminat miktarının değişmemesi nazara alınarak vekalet ücretinin belirlendiği, ancak vekalet ücreti karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirleneceği, şu durumda; davacılardan ........... lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Davalılar ...... ve ....... vekilinin diğer temyiz itirazları reddedilerek ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, hükmedilen manevi tazminat miktarları bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinin, bu hükme bağlı olarak taraflar lehine takdir edilen vekalet ücreti bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğunun izahtan vareste olduğu, şu durumda mahkemece, bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda manevi tazminata ilişkin kesinleşen hükümler bakımından yeniden hüküm tesis edilerek hükmedilen vekalet ücretleri bakımından bozmadan sonraki hükümde ilave sorumluluk doğuracak biçimde karar verilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-